19 Nisan 2025 Cumartesi

Kadınların Sessiz Çığlığı: Ev İşleri Görünmeyen Emek Mi?

Kadınların omuzlarındaki ev işleri yükü, toplum tarafından sıklıkla göz ardı edilen bir gerçek. Ev işleri, çocuk bakımı, yaşlıların ihtiyaçları gibi pek çok sorumluluk, genellikle kadınlar tarafından sessizce ve karşılıksız bir şekilde yerine getiriliyor. Bu durum, kadınların iş gücüne katılımını engellerken, ekonomik ve sosyal hayatta da derin eşitsizliklere yol açıyor. Peki, bu sessiz çığlığa kulak vermek ve çözüm üretmek için neler yapılabilir?

Ev Kadını Değil, "Görünmeyen İşçi"

Evde geçirilen saatler genellikle üretkenlikten uzak olarak değerlendirilirken, kadınların yaptığı işler çoğu zaman "çalışmak" olarak kabul edilmiyor. Oysa temizlikten çocuk bakımına kadar her işin bir profesyonel karşılığı bulunuyor. Bir ev kadınının yaptığı işler ayrı ayrı ücretlendirilseydi, ortaya ortalamanın üzerinde bir maaş çıkardı. Ancak ne yazık ki bu emek, sosyal güvenceye, sigortaya ya da emekliliğe dönüşmüyor.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, ev içi sorumlulukların %80'i kadınların omuzlarında. Kadınlar günde ortalama 4,5 saat ev işi yaparken, erkeklerde bu süre sadece 45 dakika. Bu durum, kadınların iş gücü piyasasına katılımını olumsuz etkiliyor ve ekonomik bağımsızlıklarını kısıtlıyor.

Psikolojik Yük ve Tükenmişlik Sendromu

Görünmeyen yük sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve zihinsel bir ağırlık da taşıyor. Kadınlar, aile bireylerinin ihtiyaçlarını organize etmekten, doğum günlerini hatırlamaya kadar her detayı düşünmek zorunda kalıyor. Bu zihinsel yük, kadının sürekli tetikte, planlayıcı ve idare edici bir rolde kalmasına neden oluyor. Uzmanlar, bu durumun kronik stres ve tükenmişliğe yol açtığını belirtiyor.

Bu durumun yarattığı psikolojik baskı şu şekilde özetlenebilir:

  • Sürekli tetikte olma hali
  • Planlama ve organizasyon zorunluluğu
  • Aile bireylerinin ihtiyaçlarını karşılama baskısı
  • Kronik stres ve tükenmişlik riski

Çözüm Ne? Tanınma, Eşitlik ve Politika

Bu sorunun çözümü için uzmanlar üç temel öneride bulunuyor:

  1. Toplumsal Farkındalık: Ev işinin de bir emek türü olduğunu kabul etmek.
  2. Eşit Paylaşım: Erkeklerin ev işlerinde aktif rol alması.
  3. Sosyal Güvence: Ev kadınlarına sigorta ve emeklilik gibi yasal hakların tanınması.

Pandemi dönemi, bu eşitsizliği daha da belirginleştirdi. Evden çalışma sistemine geçilmesi ve okulların kapanmasıyla birlikte kadınların yükü ikiye katlandı. Online eğitim sürecinde çocuklarla ilgilenme, evdeki hijyen koşullarını sağlama gibi konular yine kadınların sorumluluğuna yüklendi.

Kadınların omuzlarındaki bu görünmeyen yükün azaltılması, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve ekonomik kalkınmanın desteklenmesi açısından büyük önem taşıyor. Toplumsal farkındalığın artırılması, eşit paylaşımın teşvik edilmesi ve ev kadınlarına yönelik sosyal güvence sistemlerinin oluşturulması, bu sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır. Unutmayalım ki, kadınların emeği görünür olduğunda, toplumun temelleri daha sağlam olacaktır.

İlgili Haberler