
Döviz Müdahalesi! Rezervler Eridi, İhracatçıya Yeni Yükler Mi Geliyor?
Merkez Bankası (TCMB),artan döviz talebini kontrol altına almak amacıyla bir dizi yeni önlem açıkladı. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından dövizde yaşanan hareketlilik üzerine harekete geçen TCMB, rezervlerini kullanarak piyasaya müdahale etti. Ancak bu müdahalelerin ardından rezervlerde yaşanan erime, yeni tedbirlerin alınmasını zorunlu kıldı.
Merkez Bankası'ndan Döviz Hamleleri
Dövize olan talebi azaltmak ve TL’ye geçişi teşvik etmek amacıyla TCMB, makroihtiyati çerçevede önemli değişiklikler yaptı. Bu kapsamda, bankalar ve ihracatçı firmalar için yeni uygulamalar devreye sokuldu. En dikkat çekici değişiklik ise ihracat gelirlerinin en az yüzde 35’inin 31 Temmuz 2025 tarihine kadar TCMB’ye satılmasının zorunlu hale getirilmesi oldu. Ayrıca, ihracatçı firmaların döviz gelirlerinin TL’ye çevrilmesini desteklemek amacıyla sağlanan döviz dönüşüm desteği oranı da yüzde 3’e çıkarıldı.
Bu uygulamanın geçmişte de benzer durumlarda kullanıldığı biliniyor. 2022 yılında, dönemin Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu döneminde, faizlerin düşürülmesi sonucu dövizin yükselmesi üzerine benzer bir yöntem uygulanmıştı. O dönemde yüzde 40 olarak başlayan satış zorunluluğu, daha sonra kademeli olarak azaltılmıştı. Ancak son siyasi gelişmelerin döviz piyasasını yeniden hareketlendirmesi, Merkez Bankası'nı yeni önlemler almaya itti.
Yeni kararlarla birlikte yabancı para mevduatlarda tüm vadelerde zorunlu karşılık oranları 200 baz puan artırıldı. Bu, döviz mevduatına ek bir yük getirirken, TL mevduat zorunlu karşılıklarına ödenecek faiz oranı da 2 puan artırılarak TCMB’nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin yüzde 86’sına yükseltildi. Ayrıca, TL mevduat payı yüzde 60’ın altında kalan bankalara, bu payı her ay en az 0.3 puan artırma zorunluluğu getirildi. Bu önlemlerle, döviz yerine TL’yi tercih eden bankalar teşvik edilirken, dövizi tercih eden bankalara daha fazla yük getirilmesi amaçlanıyor.
Ekonomistlerden Yorumlar
Merkez Bankası’nın aldığı bu kararlar, ekonomistler tarafından farklı şekillerde değerlendiriliyor. İktisatçı Prof. Dr. Yalçın Karatepe, kararları eleştirerek, "Biz bu kararları daha önce de görmüştük. Meğer Cevdet Akçay ile Şahap Kavcıoğlu arasındaki tek fark Cevdet Akçay’ın İngilizce terimlerle konuşmasıymış" yorumunu yaptı. Karatepe, bu tür önlemlerin kalıcı çözümler üretmekten uzak olduğunu savunuyor.
İktisatçı Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu ise, "Yabancı paralara yöneliş TL - döviz arasındaki küçük cazibe farklarından değil, siyasi belirsizlikten kaynaklanıyor. O nedenle böyle teknik önlemler sonuç vermez. Siyasi tutuklular serbest kalmadan, seçime gidilmeden piyasalar durulmaz" diyerek siyasi istikrarın önemine vurgu yaptı.
Prof. Dr. Ümit Özlale ise, "Amaç: Yapılan hukuksuzluklar sonucu eriyen rezervleri biriktirmek ve TL’yi cazip hale getirmek. Maliyet: Özellikle ihracatçılar ve dövizle çalışan şirketler için yeni yükler ve maliyetler geliyor. Yani yapılan hukuksuzluğun bedelinin bir kısmı da bu kesime ödetiliyor" şeklinde konuştu.
Sonuç olarak, Merkez Bankası'nın döviz piyasasına yönelik müdahaleleri ve aldığı yeni önlemler, piyasalarda kısa vadeli bir rahatlama sağlayabilir. Ancak, ekonomistlerin de belirttiği gibi, siyasi belirsizliklerin devam etmesi ve yapısal sorunların çözülmemesi durumunda bu tür önlemlerin kalıcı bir çözüm sunması zor görünüyor. Özellikle ihracatçılar üzerindeki yükün artması, uzun vadede ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir.