Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD Başkanı Donald Trump'ın Çin Devlet Başkanı Şi Jinping'in kendisini aradığı yönündeki açıklamalarına sert bir yanıt verdi. Bakanlık Sözcüsü Guo Jiakun, Şi ve Trump'ın yakın zamanda herhangi bir telefon görüşmesi yapmadığını ve Pekin ile Washington yönetimlerinin tarifeler konusunda bir anlaşmaya varmak için istişare ya da müzakere yürütmediğini kesin bir dille ifade etti. Bu açıklama, Trump'ın Time dergisinde yayınlanan röportajında dile getirdiği iddiaları doğrudan yalanlaması açısından büyük önem taşıyor.
Çin'den Net Yalanlama: Görüşme Olmadı
Trump'ın röportajında, yönetiminin tarife konusunda bir anlaşmaya varılması için Çin ile görüştüğü ve Devlet Başkanı Şi'nin kendisini aradığı yönündeki ifadeleri yer almıştı. Ancak, Pekin yönetiminden gelen bu yalanlama, ABD Başkanı'nın açıklamalarının doğruluğu hakkında ciddi soru işaretleri yaratıyor. Geçtiğimiz haftalarda yapılan açıklamalarda da iki ülke arasında olası bir tarife anlaşmasına dair görüşme yapılmadığı belirtilmiş ve Washington yönetiminin "kamuoyunu yanılttığı" iddia edilmişti. Bu durum, iki ülke arasındaki ticaret ilişkilerindeki gerginliğin ve güvensizliğin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo, yaptığı açıklamada, "Bildiğim kadarıyla iki devlet başkanı yakın zaman içinde birbirlerini aramadı" dedi. Ayrıca, "Şunu bir kez daha ifade etmek isterim ki Çin ve ABD tarife meselesi konusunda herhangi bir istişare ya da müzakere gerçekleştirmedi" şeklinde konuştu. Guo, ABD'nin sorunu diyalog ve müzakere yoluyla çözmek istiyorsa, Çin'i tehdit etmeyi ve ona şantaj yapmayı bırakması gerektiğini vurguladı. Bu ifadeler, Çin'in ABD'ye karşı sergilediği kararlı duruşu ve müzakereye açık olduğunu ancak tehditlere boyun eğmeyeceğini açıkça ortaya koyuyor.
Ticaret Savaşının Arka Planı
ABD Başkanı Donald Trump, 2025'te ikinci kez göreve başladıktan sonra, başta Çin olmak üzere gümrük vergisi tarifelerini artırma yoluyla bir ticaret savaşı başlatmıştı. Bu durum, dünya ekonomisini derinden etkileyen bir dizi olaya yol açtı. Trump yönetiminin Çin'den ithal edilen ürünlere getirdiği toplam yüzde 145’lik gümrük vergisine Çin, yüzde 125’lik tarife ile misilleme yapmıştı. Bu karşılıklı adımlar, iki ülke arasındaki ticaret hacminde ciddi düşüşlere ve küresel piyasalarda belirsizliğe neden oldu.
Ticaret savaşının etkileri sadece ekonomik değil, aynı zamanda politik ve sosyal boyutlarda da hissedildi. İki ülke arasındaki gerginlik, uluslararası ilişkileri de olumsuz etkiledi ve diğer ülkeler üzerinde de baskı yarattı. Bu durum, küresel ticaret sisteminin yeniden şekillenmesine ve yeni ittifakların oluşmasına zemin hazırladı.
Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşı, küresel ekonomiyi derinden etkileyen ve uluslararası ilişkilerde önemli değişikliklere yol açan bir süreçtir. Trump'ın açıklamalarına gelen bu yalanlama, iki ülke arasındaki güvensizliğin ve gerginliğin devam ettiğini gösteriyor. Tarafların diyalog ve müzakere yoluyla bir çözüm bulması, küresel ekonomi için büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, ticaret savaşının etkileri uzun süre devam edebilir ve dünya ekonomisi için ciddi sonuçlar doğurabilir.
