İsrail'in Gazze Filosuna Saldırısı Avrupa'yı Ayağa Kaldırdı!
Dünya

İsrail'in Gazze Filosuna Saldırısı Avrupa'yı Ayağa Kaldırdı!


03 October 20255 dk okuma16 görüntülenmeSon güncelleme: 03 October 2025

İsrail'in Gazze ablukasını kırmayı amaçlayan Küresel Sumud Filosu'na (GSF) yönelik gerçekleştirdiği uluslararası hukuka aykırı müdahale, Avrupa'da geniş çaplı bir öfke ve protesto dalgasına neden oldu. İtalya, İspanya, Fransa, Almanya, Hollanda ve İngiltere gibi birçok ülkede binlerce insan sokaklara çıkarak İsrail'in ablukasını ve aktivistlerin gözaltına alınmasını şiddetle kınadı. Bu olay, İsrail'in Filistin politikalarına karşı Avrupa kamuoyunun artan hoşnutsuzluğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Gazze Filosuna Saldırı: Avrupa'da Yankıları

İsrail'in filoya müdahalesi, Avrupa'da insan hakları savunucuları, siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşları tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Protestocular, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukanın uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Filistin halkının temel insani ihtiyaçlarına erişimini engellediğini vurguladılar. Avrupa'daki protestoların başlıca nedenleri şunlardır:

  • Gazze'ye uygulanan ablukanın sona erdirilmesi talebi
  • Filistin halkının özgürlüğü ve kendi kaderini tayin hakkına destek
  • İsrail'in uluslararası hukuka uyması çağrısı
  • Aktivistlerin serbest bırakılması talebi

Protestolarda sıkça dile getirilen sloganlar arasında "Özgür Filistin", "Gazze'ye Ablukaya Son" ve "İsrail Savaş Suçlusu" yer aldı. Protestocular, Avrupa hükümetlerine İsrail'e baskı yapmaları ve Filistin halkına destek vermeleri çağrısında bulundular. Bazı protestocular, İsrail mallarını boykot etme çağrısı yaparak, İsrail ekonomisine zarar vermeyi ve politikalarını değiştirmeye zorlamayı hedeflediler.

Avrupa'nın Tepkisi: Siyasi ve Sosyal Boyutlar

Avrupa'daki protestolar sadece sokaklarda değil, aynı zamanda siyasi arenada da yankı buldu. Birçok Avrupa Parlamentosu üyesi ve ulusal parlamenter, İsrail'in eylemlerini kınayan açıklamalar yaptı ve Avrupa Birliği'ni İsrail'e karşı daha sert bir tutum almaya çağırdı. Bazı siyasetçiler, İsrail'e uygulanan silah ambargosunun yeniden değerlendirilmesi ve İsrail ile yapılan ticaret anlaşmalarının askıya alınması gibi önerilerde bulundular. Avrupa'daki sivil toplum kuruluşları da İsrail'in Filistin politikalarını eleştiren raporlar yayınlayarak ve kamuoyu oluşturma kampanyaları düzenleyerek protestolara destek verdiler.

Avrupa'da yaşayan Filistin diasporası ve Filistin yanlısı gruplar, protestoların organize edilmesinde ve duyurulmasında önemli bir rol oynadılar. Bu gruplar, sosyal medya ve diğer iletişim kanallarını kullanarak protestoları koordine ettiler ve kamuoyunu bilgilendirdiler. Ayrıca, Avrupa'daki Yahudi toplulukları arasında da İsrail'in Filistin politikalarını eleştiren ve Filistin halkıyla dayanışma içinde olan bazı gruplar bulunmaktadır. Bu gruplar, protestolara katılarak ve İsrail'in eylemlerini kınayarak farklı bir perspektif sunmaktadırlar.

İsrail'in Küresel Sumud Filosu'na yönelik saldırısı, Avrupa'da derin bir infial yaratmış ve İsrail'in Filistin politikalarına karşı artan bir hoşnutsuzluğun göstergesi olmuştur. Protestolar, sadece bir tepki değil, aynı zamanda Filistin halkıyla dayanışma ve adalet arayışının bir ifadesidir. Avrupa'daki bu tepkinin, İsrail'in politikalarını etkileyip etkilemeyeceği ve Filistin meselesine yeni bir ivme kazandırıp kazandırmayacağı önümüzdeki dönemde yakından takip edilecektir. Unutulmamalıdır ki, uluslararası kamuoyunun baskısı, İsrail'in politikalarını değiştirme ve Filistin meselesine adil bir çözüm bulma konusunda önemli bir rol oynayabilir.