Ekrem İmamoğlu'nun avukatları, bazı televizyon kanallarının yayınlarını hedef alarak RTÜK'e başvurdu. Başvurunun nedeni, söz konusu kanalların "masumiyet karinesini" ihlal ettiği ve İBB soruşturmasıyla ilgili yanıltıcı yayınlar yaptığı iddiası. Bu gelişme, siyaset ve medya dünyasında büyük yankı uyandırdı.
RTÜK Başvurusunun Detayları
İstanbul Silivri'de tutuklu bulunan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun avukatları Kemal Polat ve Berat Kaya tarafından yapılan başvuruda, bazı televizyon kanallarının yaptığı haber veya açık oturum formatlı yayınlarda, Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere Cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen soruşturmada adı geçen bazı belediye personeli ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın kamu tüzel kişilik ve İBB'nin iştiraklerinin hedef alınarak hukuka aykırı biçimde programlara yer verildiği kaydedildi. Başvuruda, bu yayınların "masumiyet karinesini" açıkça ihlal ettiği ve kamuoyunu yanlış yönlendirdiği vurgulandı.
Avukatlar, RTÜK'ten bu yayınları incelemesini ve gerekli yaptırımları uygulamasını talep etti. Başvurunun detayları kamuoyuyla paylaşılırken, RTÜK'ün nasıl bir karar vereceği merakla bekleniyor.
"Masumiyet Karinesi" Nedir?
"Masumiyet karinesi," hukuk devletinin temel ilkelerinden biridir ve bir kişinin suçluluğu mahkeme kararıyla kesinleşene kadar suçsuz sayılmasını ifade eder. Bu ilke, adil yargılanma hakkının önemli bir parçasıdır ve kişilerin yargılanma süreçlerinde damgalanmasını ve haksız yere cezalandırılmasını önlemeyi amaçlar. Masumiyet karinesi, hem ulusal hem de uluslararası hukukta güvence altına alınmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 38. maddesi, "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz" hükmünü içererek masumiyet karinesini güvence altına almıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesi de benzer bir hüküm içermektedir. Bu ilke, herkesin adil bir yargılanma sürecine tabi tutulmasını ve suçsuzluğunun kanıtlanmasını bekleme hakkını korur.
Başvurunun Olası Etkileri
Ekrem İmamoğlu'nun avukatlarının RTÜK'e yaptığı bu başvuru, medya özgürlüğü ve etik yayıncılık ilkeleri arasındaki dengeyi yeniden gündeme getirdi. Başvurunun kabul edilmesi ve RTÜK'ün ilgili kanallara yaptırım uygulaması durumunda, medyanın yayın politikaları ve haber yapma şekilleri üzerinde önemli bir etki yaratması bekleniyor. Ancak, RTÜK'ün başvuruyu reddetmesi halinde ise, İmamoğlu ve destekçileri tarafından eleştirilere yol açabileceği öngörülüyor. Bu süreç, Türkiye'deki medya ve siyaset ilişkileri açısından kritik bir dönemeç olabilir.
