Guterres'ten Şok Sözler: Filistin'in Sorumluluğu Kimin Omuzlarında?
Dünya

Guterres'ten Şok Sözler: Filistin'in Sorumluluğu Kimin Omuzlarında?


24 September 20255 dk okuma36 görüntülenmeSon güncelleme: 24 September 2025

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, İsrail-Filistin çatışmasına ve Gazze'deki insani duruma dikkat çekti. Guterres, "Filistin'in sorumluluğu hepimizin omuzlarında. Bunu hissederek hareket edilmeli" ifadelerini kullandı. Konuşmasında hem Hamas'a hem de İsrail'e çağrıda bulunan Guterres, bölgedeki gerilimin düşürülmesi ve insani yardımların ulaştırılması gerektiğini vurguladı.

Guterres'ten Hamas ve İsrail'e Çağrı

Guterres, Hamas'a rehineleri serbest bırakma çağrısında bulunurken, İsrail'e de Gazze'deki saldırılarını durdurma çağrısı yaptı. "Gazze'de sistematik bir yok ediş var" diyen Guterres, bölgedeki sivil kayıplarının kabul edilemez düzeyde olduğunu belirtti. BM Genel Sekreteri, uluslararası hukuka uyulması ve sivillerin korunması gerektiğinin altını çizdi.

Guterres, konuşmasında ayrıca şunları kaydetti:

  • "BM ilkeleri kuşatma altında."
  • "Barışın temelleri çöküyor."
  • "Uluslararası toplumun bu krize çözüm bulmak için daha fazla çaba göstermesi gerekiyor."

BM'nin Rolü ve Gelecek Adımlar

Guterres'in bu açıklamaları, uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Birleşmiş Milletler'in (BM) bu krizdeki rolü ve gelecekte atacağı adımlar merakla bekleniyor. Guterres, BM'nin bölgede barışın sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması için tüm imkanlarını seferber edeceğini söyledi. Ancak, çatışan tarafların işbirliği olmadan bu hedeflere ulaşmanın zor olacağı da bir gerçek.

İsrail-Filistin çatışması, uzun yıllardır devam eden ve çözümü zor bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların arabuluculuk çabaları, zaman zaman sonuç verse de kalıcı bir barışın sağlanması için daha kapsamlı ve kararlı adımlar atılması gerekiyor. Guterres'in de belirttiği gibi, Filistin'in sorumluluğu sadece bölgedeki ülkelerin değil, tüm dünyanın omuzlarında. Umuyoruz ki, uluslararası toplum bu sorumluluğun bilinciyle hareket ederek, bölgede adil ve kalıcı bir barışın tesis edilmesine katkıda bulunur.