Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) 2024 itibarıyla ülkemizde zorunlu hale geldi. Bu gelişme, mali müşavirlerin rolünü önemli ölçüde değiştiriyor. Artık sadece kayıt tutmakla kalmayacaklar, aynı zamanda stratejik danışmanlık da yapacaklar. Bu yeni dönemde, şirketlerin finansal tabloları uluslararası düzeyde daha şeffaf ve izlenebilir olacak.
TSRS ile Mali Müşavirlerin Yeni Rolü
Mali müşavirler, TSRS'nin yürürlüğe girmesiyle birlikte karar alma süreçlerinde veri odaklı analizler sunarak yönetime stratejik katkıda bulunacaklar. Raporlama süreçlerinin yönetiminde aktif rol alarak sürdürülebilirlik verilerinin toplanması, sınıflandırılması ve raporlanması süreçlerini koordine edecekler. Bu roller, finans profesyonellerini sadece geçmişin değil, aynı zamanda geleceğin de sorumluluğunu üstlenen merkezi bir noktaya çıkarıyor. TSRS ile mali müşavirlerin rolü aşağıdaki gibi değişiyor:
- Veri Analizi: Şirketlerin sürdürülebilirlik verilerini analiz ederek stratejik öneriler sunmak.
- Raporlama Yönetimi: Sürdürülebilirlik raporlama süreçlerini koordine etmek ve yönetmek.
- Stratejik Danışmanlık: Şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmaları için danışmanlık yapmak.
TSRS'nin Şirketlere Etkileri
TSRS'nin zorunlu hale gelmesiyle birlikte şirketler, sürdürülebilirlik performanslarını daha şeffaf bir şekilde raporlamak zorunda kalacaklar. Bu durum, yatırımcıların ve diğer paydaşların şirketlere olan güvenini artırabilir. Ayrıca, şirketlerin çevresel ve sosyal etkilerini daha iyi yönetmelerine yardımcı olabilir. TSRS'nin şirketlere olan etkileri şu şekilde özetlenebilir:
- Şeffaflık: Şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarının daha şeffaf bir şekilde raporlanması.
- Güven: Yatırımcıların ve diğer paydaşların şirketlere olan güveninin artması.
- Sürdürülebilirlik Yönetimi: Şirketlerin çevresel ve sosyal etkilerini daha iyi yönetmeleri.
Sürdürülebilirlik Raporlamasının Önemi
Sürdürülebilirlik raporlaması, şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) performanslarını paydaşlarına şeffaf bir şekilde iletmelerini sağlar. Bu raporlar, yatırımcıların, tüketicilerin ve diğer paydaşların şirketlerin uzun vadeli değer yaratma potansiyelini değerlendirmelerine yardımcı olur. Sürdürülebilirlik raporlamasının önemi gün geçtikçe artmaktadır. Çünkü:
- Yatırımcılar artık sadece finansal performansa değil, aynı zamanda ÇSY performansına da önem vermektedir.
- Tüketiciler, sürdürülebilir ürün ve hizmetleri tercih etmektedir.
- Çalışanlar, sürdürülebilir şirketlerde çalışmak istemektedir.
Bu nedenle, şirketlerin sürdürülebilirlik raporlamasına yatırım yapmaları ve bu raporları paydaşlarıyla şeffaf bir şekilde paylaşmaları önemlidir.
Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları'nın (TSRS) yürürlüğe girmesi, Türk şirketleri için yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Bu standartlar sayesinde şirketler, sürdürülebilirlik performanslarını daha şeffaf bir şekilde raporlayarak yatırımcıların ve diğer paydaşların güvenini kazanabilecekler. Ayrıca, TSRS, şirketlerin çevresel ve sosyal etkilerini daha iyi yönetmelerine yardımcı olarak uzun vadeli değer yaratma potansiyellerini artıracak.
