Türkiye'de son dönemde artan protestolar ve gözaltılar gündemdeyken, İzmir'den şok edici bir iddia geldi. İddiaya göre, Konak'ta duvar yazısı yazan iki üniversite öğrencisi, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla tutuklandı. Bu durum, ifade özgürlüğü ve gençlerin protesto hakları konusunda yeni bir tartışma başlattı.
Tutuklamalar Artıyor mu?
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve tutuklanmasıyla başlayan protestoların ardından, ülke genelinde birçok kişi gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Son tahliyelerle birlikte cezaevlerinde hala birçok genç bulunurken, İzmir'de yaşanan bu son olay, tutuklamaların bir cezalandırma yöntemi olarak kullanıldığı iddialarını yeniden gündeme getirdi.
İzmir Konak'ta meydana gelen olayda, 21 ve 22 yaşlarındaki S.V. ve O.G. isimli iki öğrencinin, bir dükkanın duvarına yaptıkları yazılamalar gerekçe gösterilerek tutuklandığı belirtildi. Bu durum, gençlerin avukatları ve insan hakları savunucuları tarafından büyük tepkiyle karşılandı.
Öğrenci Avukatından Sert Tepki
9 Eylül Üniversitesi öğrencileri S.V. ve O.G.'nin avukatı Egemen Çiftçi, tutuklama kararının hukuka aykırı olduğunu savunarak şunları söyledi:
"Tutuklama talebi dahi hukuka aykırı. Müvekkillerim CMK'nin madde 100’de sayılan tutuklama sebeplerinin hiçbirini sağlamıyorlar ve bu suçtan ceza alsalar dahi yatarları yok. Doğrudan denetimli serbestlikten faydalanırlar. İkisinin de ilk adli işlemleri ve sicilleri temiz. Maalesef tutuklamanın bir önlem değil cezalandırma yöntemi olarak kullanılmasına bir örnek bu olay."
Avukat Çiftçi, müvekkillerinin tutuklanmasının orantısız bir ceza olduğunu ve tutuklamanın bir önlem olarak değil, cezalandırma amacıyla kullanıldığını iddia etti.
- Tutuklama talebinin hukuka aykırı olduğu
- Müvekkillerinin tutuklama sebeplerini taşımadığı
- Denetimli serbestlikten faydalanabilecekleri
- Sicillerinin temiz olduğu
İfade Özgürlüğü Tartışması
Bu olay, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve protesto hakkı konularındaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Birçok kişi, gençlerin duvar yazıları nedeniyle tutuklanmasının orantısız bir ceza olduğunu ve ifade özgürlüğüne bir müdahale olduğunu savunuyor. Bu tür olayların, gençlerin eleştirel düşünme ve ifade özgürlüğünü kullanma cesaretini kırmaması gerektiği vurgulanıyor.
Türkiye'de ifade özgürlüğü ve protesto hakkı, Anayasa ile güvence altına alınmıştır. Ancak, son dönemde bu hakların kullanımına yönelik kısıtlamalar ve cezalandırmalar, kamuoyunda endişe yaratmaktadır.
İzmir'de yaşanan bu olay, Türkiye'deki ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirirken, gençlerin protesto hakları ve tutuklama uygulamaları konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor. Tutuklanan öğrencilerin serbest bırakılması ve ifade özgürlüğünün korunması için kamuoyu baskısının artması bekleniyor.
