
Alzheimer Kabullenildi mi? Dünya Bu Hastalığa Nasıl Bakıyor? ŞOK!
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, Alzheimer dünya genelinde yaklaşık 57 milyon kişiyi etkiliyor ve her yıl yaklaşık 10 milyon yeni vaka tespit ediliyor. Bu durum, Alzheimer'ı demansın en yaygın türü haline getiriyor. Peki, toplum bu kabusa dönüşen hastalığı kabulleniyor mu? Yapılan araştırmalar, Alzheimer'a bakış açısının olumsuz yönde ilerlediğini gösteriyor.
Alzheimer: 21. Yüzyılın Kabusu
Alzheimer, ilk olarak 1906'da Alman psikiyatrist Alois Alzheimer tarafından tanımlandı. Hastalık, beyin hücrelerinin zamanla ölümüne bağlı olarak hafıza kaybı, bunama ve genel bilişsel fonksiyonların azalması şeklinde gelişiyor. Ne yazık ki, günümüzde Alzheimer, "21. yüzyılın kabusu" olarak adlandırılıyor ve her yıl binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden oluyor.
Araştırmalar, Alzheimer vakalarının yüzde 50'sinden fazlasında birden çok demansa sebep olan etmen tespit edildiğini gösteriyor. Bu karma demans durumu, özellikle 85 yaş ve üzeri kişilerde daha sık görülüyor. Hastalık, günlük aktivitelerde azalma ve bilişsel yeteneklerde bozulmayla birlikte nöropsikiyatrik semptomlar ve davranış değişiklikleri ile kendini gösteriyor.
Toplumun Alzheimer Algısı Değişiyor mu?
Alzheimer's Disease International'ın (ADI) raporuna göre, 2019 ve 2024 yıllarında yapılan anketlerin karşılaştırılması, toplumun Alzheimer'a bakış açısının olumsuz yönde ilerlediğini ortaya koyuyor. Katılımcıların yaklaşık yüzde 80'i, demansın yaşlanmanın normal bir parçası olduğunu kabul ediyor. Bu oran, 5 yıl öncesine göre yüzde 14 artmış durumda.
Sağlık sektöründe de benzer bir eğilim gözleniyor. Sağlık ve bakım uzmanlarının yaklaşık yüzde 65'i demansı yaşlanmanın normal bir parçası olarak düşünürken, bu oran önceki ankete göre yüzde 3 artış gösteriyor. Ayrıca, insanların yüzde 25'inden fazlası, demansı önlemek için yapılabilecek bir şey olmadığına inanıyor.
Ancak, bu kabulleniş, toplumun hastalığa tamamen kötümser yaklaştığı anlamına gelmiyor. Katılımcıların yüzde 96'sından fazlası, demans hastalıklarının tıbbi tanısının önemine inanırken, yüzde 93'ünden fazlası, demans hastalarının yaşamlarını iyileştirmek için yapılabilecek birçok faaliyetin bulunduğunu düşünüyor.
Alzheimer ile Mücadelede Neler Yapılabilir?
Demansı iyileştirmek veya ilerlemesini durdurmak için henüz bir tedavi yöntemi bulunmuyor. Ancak, bilim insanları klinik deneylerin çeşitli aşamalarında yeni tedavi yöntemleri üzerinde çalışıyor. Uzmanlar, hastalığın tedavisinde beyni uyaran ve günlük işlevleri sürdüren aktivitelere ve sosyal etkileşimlere katılmanın önemini vurguluyor.
Araştırmalar, bireylerin aşağıdaki önlemleri alarak bunama riskini azaltabileceğini gösteriyor:
- Düzenli egzersiz yapmak
- Sigara ve alkol kullanımından kaçınmak
- Kiloyu kontrol altında tutmak
- Sağlıklı beslenmek
- Tansiyon, kolesterol ve kan şekeri seviyelerini korumak
Unutmayalım ki, Alzheimer ile mücadele sadece tıbbi bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur. Hastalığa karşı bilinçlenmek, erken teşhisin önemini kavramak ve demans hastalarına destek olmak, bu zorlu süreçte onlara umut olabilir.
Sonuç olarak, Alzheimer hastalığına dair toplumun bakış açısı değişse de, umut hala var. Bilinçli bir toplum, etkili tedavi yöntemleri ve destekleyici bir çevre ile Alzheimer'ın üstesinden gelinebilir. Unutmayalım, her bireyin sağlıklı bir yaşlılık geçirme hakkı vardır.