20 Temmuz 2015’te Kobani’deki çocuklara oyuncak ve orada yaşayanlara insani yardım götürmek isteyen bir grup genç çoğunluğu İstanbul’dan olmak üzere ülkenin çeşitli bölgelerinden toplanarak bir grup olarak kobani’ye gitmek üzere yola çıktılar. Şanlıurfa’nın Kobani’ye 10 kilometre uzaklığındaki Suruç’ta basın açıklaması yaparak amaçlarının ne olduğunu halka anlatmak isteyen grup ani bir patlama ile sarsıldı. Patlamanın ardından 32 kişi hayata gözlerini yumarken 100’den fazla kişide yaralı kurtuldu. Olayda en çok sorgulanan devletin zafiyetinin olup olmadığı güvenlik güçlerinin ay da devlet içerisinde bulunan başka kurum ve kuruluşların bu işin içinde olup olmadığı. Yaşanan patlamada sağ kurtulan Mazlum Demirtaş patlama ile ilgili öncesini ve sonrasını anlattı. Devletin tetikçilerini kendi üzerlerine saldığını iddia eden Mazlum Demirtaş bu saldırılara boyun eğmeyeceklerini ve daha güçlü kalkacaklarını da dile getirdi.
Didik didik arandık
Mazlum Demirtaş heyet ile birlikte Kobani’ye gitmeden önce Suruç’ta açıklama yapmak için geldikleri sırada ilçe sınırında asker ve polislerce kitapların arasına, oyuncakların içine varana değin didik didik arandıklarını ancak kendilerini bu kadar didik didik arayanların kana susamış çeteleri aramadığını, bu çetelerin Suruç’ta elini kolunu sallayarak dolaştığını ifade etti. Suruç’un içerisinde bombaların gezmesinin ve Suruç sınırının geçilebilmesinin buna müsaade edilmesinin utanç verici olduğunu söyleyen Demirtaş hayatını kaybedenlerin doktor, hukukçu ya da öğretmen gibi işlerinin olduklarını söyledi.
Daha güçlü kalkacağız
Kendilerinin kitaplarla, oyuncaklarla Kobaniye gitmeye çalıştıklarını fakat devletin buna bile tahammül edemediğini bu yüzden tetikçileri ile birlikte bu işi yaptığını söyleyen Demirtaş devletin üzerlerine saldığı tetikçilerle 30 aşkın insanın öldüğünü hatırlattı. Mazlum Demirtaş önceden beri zulümlere maruz kaldıklarını söyleyerek bütün bunlara rağmen boyun eğmedikleri ve yaşananların hesabını soracaklarını söyledi.