Ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ, meslektaşları Aybüke Pusat ve Boran Kuzum'a verdiği destekle gündeme geldi. Son günlerde yaşanan gelişmelerin ardından Tatlıtuğ'un açıklamaları büyük yankı uyandırdı.
Kıvanç Tatlıtuğ'dan Anlamlı Destek
Kıvanç Tatlıtuğ, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Aybüke Pusat ve Boran Kuzum'a destek mesajı gönderdi. Tatlıtuğ, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
"Oyuncu arkadaşlarımın yanındayım. #AybukePusat #BoranKuzum"
Tatlıtuğ'un açıklaması şu şekilde devam etti:
"Boykot, Anayasa'nın düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile toplantı gösteri yürüyüşü hakkı kapsamında değerlendirilebilecek bir protesto biçimidir. Anayasamızın 25., 26. ve 34. maddeleriyle güvence altına alınmıştır. Meslektaşımız Aybüke Pusat ile ilgili gelişmeleri takip ediyoruz ve kendisinin yanındayız. Sanat emeği, ifade özgürlüğü anlam bulur. Hiçbir oyuncu, düşüncesini dile getirdiği için işinden edilemez."
Neler Yaşanmıştı?
TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı, tüketimin durdurulması için yapılan "boykot" çağrısına destek veren oyuncu Aybüke Pusat'ın Teşkilat dizisinin kadrosundan çıkarıldığını açıklamıştı. Ayrıca, Pusat'a destek veren senarist Ali Aydın'ın Mevlana'yı konu edinen "Mevlana Celaleddin-i Rumi" dizisi de TRT'nin dijital platformu Tabii'den kaldırılmıştı.
Gazeteci Birsen Altuntaş'ın haberine göre, Deniz Baysal'ın başrolünü oynayacağı TRT Tabii'nin "Bir Ruh Macerası" dizisinin çekimlerine bir gün kala Boran Kuzum'a projeden çıkarıldığı bildirilmişti. Boran Kuzum, yaptığı paylaşımlarla son dönemde yaşananlara karşı duruşunu göstermiş ve gençlerin yanında yer almıştı.
İfade Özgürlüğü Tartışmaları
Bu gelişmeler, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve sanatın üzerindeki baskılarla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi. Birçok sanatçı ve vatandaş, sosyal medya üzerinden Aybüke Pusat ve Boran Kuzum'a destek mesajları göndererek, sanatın ve düşünce özgürlüğünün önemine vurgu yaptı.
Sanat, bir toplumun aynasıdır ve farklı düşüncelerin özgürce ifade edilebildiği bir ortamda gelişir. Sanatçıların düşüncelerini dile getirmesi, toplumun farklı kesimlerinin sesi olması açısından büyük önem taşır. Bu nedenle, sanatçıların ifade özgürlüğünün korunması, demokratik bir toplumun vazgeçilmez bir unsurudur.
Son yaşanan olaylar, Türkiye'de sanatın ve ifade özgürlüğünün ne kadar kırılgan bir zeminde olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Sanatçıların düşüncelerini dile getirmesi nedeniyle işlerinden edilmesi, sansür ve otosansür uygulamalarının yaygınlaşmasına yol açabilir. Bu durum, sanatın ve yaratıcılığın gelişimini olumsuz etkileyebilir ve toplumun farklı seslerinin duyulmasını engelleyebilir.
Unutulmamalıdır ki, özgür bir toplumda sanatçılar, düşüncelerini özgürce ifade edebilmeli, eleştirel ve yaratıcı yaklaşımlarıyla topluma ilham verebilmelidir.
