"Yap İşini": Yeni Anlayış mı, Yoksa Gerçekler mi?
Günümüzde sıkça duyduğumuz "Yap İşini" ifadesi, aslında derin bir anlam taşıyor. Bu ifade, sadece iş yapmakla kalmayıp, yapılan işin nasıl göründüğü, menfaatlerin nerede devreye girdiği gibi konuları da kapsıyor. Peki, bu ifade yeni bir anlayış mı, yoksa hayatın acı gerçeklerinden biri mi?
İş Yapmak mı, Yapar Görünmek mi?
Eskiden iş yapanın değil, yapan gibi görünenin daha çok takdir edildiği bir dünyada yaşıyoruz. "İki taşın arasında olsan da işi bırak, selamı çak, bakma geriye" sözü, bu durumu özetler nitelikte. Yani, zor durumda olsanız bile işi bırakıp, sadece selam vererek, hatır sorarak ve hediyeleşerek işleri yürütebilirsiniz. Kimse size neden işi yapmadığınızı sormaz, çünkü önemli olan işi yapmış gibi görünmektir.
Ağzınız laf yapıyorsa, yani kendinizi iyi ifade edebiliyorsanız, sizden kıymetlisi yoktur. Eskiden kişinin aynası işiydi, yani kişi yaptığı işle değerlendirilirdi. Ancak günümüzde lafa bakılır hale geldi. Çünkü işin özünde menfaat öne geçti. Çoğu zaman yanlış olan şeylere doğru deniyor, çünkü menfaatler bu yönde ilerliyor.
Çenenin Gücü ve Gerçek Değerler
Hayatta birçok örnek vardır; icraatı olmayan, ancak kuvvetli bir çenesi olan kişilerin yükseldiği. Bu durum, işini layıkıyla yapan, dürüst ve çalışkan insanların moralini bozabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, altını ancak sarraf anlar. Eğer etrafınızda sarraf yoksa bile, altın değerini kaybetmez. Birileri çalışanı ile işini savsaklayanı ayırt edemiyorsa, bu sizin suçunuz değildir. Suç, o kişileri o konuma getirenlerdedir.
- İşini dürüstçe yap.
- Menfaat gözetme.
- Çalışkan ol.
- Kendini iyi ifade et.
- Değerini bil.
Sonuç olarak, "Yap İşini" ifadesi, günümüz dünyasında işlerin nasıl yürüdüğüne dair bir eleştiri niteliği taşıyor. Menfaatlerin, dürüstlüğün ve çalışkanlığın önüne geçtiği bir sistemde, kendi değerlerimize sahip çıkmak ve işimizi layıkıyla yapmak önemlidir. Unutmayın, dürüstlük ve çalışkanlık her zaman değerini korur ve er ya da geç karşılığını bulur.
