İmamoğlu Operasyonu Ekonomiyi Sarsıyor! İşte Son Deprem Raporu
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik başlatılan soruşturmalar, Türkiye ekonomisinde adeta bir deprem etkisi yarattı. Borsada yaşanan sert düşüşler, döviz kurlarındaki rekor artışlar ve altın fiyatlarındaki yükseliş, ekonomik belirsizliğin giderek arttığını gözler önüne seriyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi'nin "Zarar vermedi demek söz konusu olamaz" açıklaması ise, iktidar kanadında da endişelerin hakim olduğunu gösteriyor.
Ekonomideki Sarsıntının Nedenleri
İmamoğlu'na yönelik operasyonların ekonomide yarattığı bu sarsıntının temelinde, yatırımcıların güven kaybı yatıyor. Hukukun üstünlüğüne ve demokrasinin işleyişine dair endişeler, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisini azaltırken, yerli yatırımcılar da daha temkinli davranmaya başlıyor. Bu durum, borsada satış baskısını artırırken, döviz talebini de yükseltiyor. Ayrıca, siyasi belirsizliğin artması, ekonomik reformların hayata geçirilmesini zorlaştırıyor ve bu da ekonomideki kırılganlığı daha da derinleştiriyor.
Peki, bu ekonomik depremden en çok kimler etkileniyor? İşte cevabı:
- Küçük yatırımcılar: Borsadaki düşüşler, küçük yatırımcıların birikimlerini kaybetmesine neden oluyor.
- İhracatçılar: Döviz kurlarındaki artış, ihracatçılar için rekabet avantajı yaratırken, ithalatçılar için maliyetleri yükseltiyor.
- Vatandaşlar: Enflasyonun artması, vatandaşların alım gücünü düşürüyor ve hayat pahalılığını artırıyor.
Zeybekçi'den Şok İtiraf
AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi'nin İmamoğlu operasyonlarının ekonomiye zarar verip vermediği yönündeki soruya verdiği yanıt, dikkatleri üzerine çekti. Zeybekçi, "Zarar vermedi demek söz konusu olamaz. Elbette ki, bu tür gelişmeler piyasalarda bir tedirginlik yaratır ve ekonomik göstergeleri olumsuz etkileyebilir" şeklinde konuştu. Bu itiraf, iktidar kanadında da ekonomik durumun ciddiyetinin farkında olunduğunu gösteriyor.
Ekonomik Depremin Sonuçları
İmamoğlu operasyonlarının ekonomide yarattığı bu depremin sonuçları, uzun vadede daha da belirginleşebilir. Yatırım ortamının bozulması, ekonomik büyümenin yavaşlamasına, işsizliğin artmasına ve gelir dağılımının daha da bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle, hükümetin bir an önce hukukun üstünlüğünü ve demokrasiyi güçlendirecek adımlar atması, yatırımcıların güvenini yeniden tesis etmesi ve ekonomik reformları hayata geçirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, Türkiye ekonomisi daha derin bir krize sürüklenebilir.
