
DEM'den AKP'ye Sert Sözler: Zenginleri Bırak, Halkı Düşün!
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM'de yaptığı basın açıklamasında AKP iktidarını sert bir dille eleştirdi. Koçyiğit, iktidarın zenginler ve sermaye için çalıştığını, halkın ise açlık ve yoksullukla boğuştuğunu savundu. Açıklamasında, işsizliğin arttığını, zamların durmadığını ve çalışanların, emeklilerin yoksulluk altında inim inim inlediğini belirten Koçyiğit, açlık sınırının 26 bin liraya dayandığını, ancak asgari ücretin hala 22 bin TL olduğunu vurguladı.
Deprem Gerçeği ve Alınmayan Önlemler
Koçyiğit, Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu ve 6 Şubat depremlerinden ders alınmadığını ifade etti. İstanbul depremi konuşulurken, önlem almak ve insanı korumak gibi bir önceliğin olmadığını savunan Koçyiğit, İstanbul'da yaşanacak bir depremin bütün ülkeyi etkileyeceğini, ancak buna dair adım atılmadığını belirtti.
Koçyiğit, İBB Başkanı ve ekibinin büyük bir kısmının tutuklu olduğunu, kent uzlaşısı nedeniyle yüksek riskli bölgelerin belediye başkanlarının tutuklu olduğunu ve oralara kayyum atandığını hatırlattı. Deprem daire başkanları, şehir plancıları tutuklu iken, kentte depremi yönetmesi gerekenlerin cezaevinde olduğunu söyledi. Koçyiğit, siyaset ve çıkarın her şeyin önüne geçtiğini, insan yaşamlarının hiçe sayılmaya devam ettiğini ifade etti.
- İstanbul'da hızlı şekilde adım atılmalı.
- İstanbul ve tüm ülke depreme dayanıklı kılınmalı.
- Deprem vergileri şeffaf şekilde deprem harcamaları için kullanılmalı.
- Riskli kamu binaları, okullar, hastaneler öncelikli ele alınmalı.
Ekonomik Kriz ve Yoksulluk
Koçyiğit, ülkede büyük bir yönetememe krizi olduğunu, ekonominin iflas ettiğini ve çoklu krizler sarmalının toplumun her hücresine yayıldığını söyledi. Yurttaşların yaşamlarını artık borçla devam ettirmeye çalıştığını, kredi kartı sayısının 132.3 milyona ulaştığını ve kredi kartı borcunun 2 trilyon lirayı aştığını belirtti. İnsanların kredi kartı olmadan karınlarını doyuramadığını, market alışverişini yapamadığını ve gündelik hayatlarını devam ettiremediğini ifade etti.
TÜİK'in rakamlarının pembe tablolar çizdiğini, Mehmet Şimşek'in de aynı şekilde konuştuğunu, ancak gerçekte işsizliğin arttığını, zamların durmadığını ve çalışanların, emeklilerin yoksulluk altında inim inim inlediğini vurguladı. Koçyiğit, AKP'nin yeni bir şey icat ettiğini, artık gerçek enflasyon üzerinden değil, hedef üzerinden zam açıkladığını ve bu şekilde işçileri ve emekçileri yoksulluğa mahkum etmeye devam ettiğini söyledi.
1 Mayıs ve Emek Mücadelesi
Koçyiğit, 1 Mayıs haftasında olunduğunu ve 1 Mayıs emeğin bayramının kutlanacağını hatırlattı. 1 Mayıs'ın resmi bayram ilan edildiğini, ancak 1 Mayıs'ın üzerindeki tahakkümün, 1 Mayıs'ı engellemenin ve 1 Mayıs'ı işçinin bayramı olarak kutlama meselesine büyük tahammülsüzlük olduğunu söyledi. İşçiler açısından, tarihsel duygusal ve mücadelede önemli bir mekan olan Taksim'in işçilere kapatılmasını kabul etmediklerini ifade etti.
Koçyiğit, örgütlü toplumun ortadan kaldırılmaya çalışıldığını ve emeğin örgütsüzleştirildiğini belirtti. İşçi sınıfının yaşadığı sorunların çok katmerli olduğunu, sarı sendikaların tutumlarından tutalım, iktidarın sendikalarına, grevlere yönelik çok ciddi sorunlar olduğunu söyledi. İşçi sınıfının içerisinde iki kesimin öncelikli sorunları olduğunu, birincisinin işçileştirilen çocuk gerçeği olduğunu ve bu çocukların ağır sömürü koşullarında çalıştırıldığını ve her gün iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirdiğini ifade etti. Göçmen emeğinin sömürüsünün ve kadın emeğinin sömürüsünün de çok özel bir yerde durduğunu belirtti.
Suriye ve Tecrit
Koçyiğit, Suriye'ye giden heyeti ve Suriye'nin geleceğine dair tartışmaları değerlendirdi. DEM Parti olarak ilk günden bugüne, Suriye'nin demokratik geleceği için ellerinden gelen her şeyi söylediklerini ve söylemeye devam edeceklerini belirtti. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılmasının, sürecin ilerlemesi ve gerçekleşmesi açısından önemli olduğunu vurguladı.
Gülistan Kılıç Koçyiğit'in açıklamaları, AKP iktidarının ekonomi politikalarına, deprem önlemlerine ve emek politikalarına yönelik sert eleştiriler içeriyordu. Koçyiğit, iktidarın halkın sorunlarına kulak vermesi ve zenginler için çalışmayı bırakması gerektiğini vurguladı. Açıklamalar, yaklaşan yerel seçimler öncesinde siyasi tansiyonun yükselmesine neden oldu.