Antikacı Osman'dan Zeki Müren İtirafı: Başka Alemlere Götürüyor!
Finans

Antikacı Osman'dan Zeki Müren İtirafı: Başka Alemlere Götürüyor!


08 June 20255 dk okuma8 görüntülenmeSon güncelleme: 08 June 2025

Ankara'da yaşayan Osman Çelik'in antika merakı, babaannesinden kalan çeyiz sandığıyla başladı. Bu merak, 16 yılda 220 parçalık devasa bir koleksiyona dönüştü. Evinin bir odasını adeta bir müzeye çeviren Çelik, tarihi eserlerle dolu dünyasında geçmişi geleceğe taşımayı hedefliyor. Koleksiyonunda Osmanlı dönemine ait eserlerden Cumhuriyet'in ilk yıllarına ait objelere kadar pek çok değerli parça bulunuyor. Ancak Çelik'in antika tutkusunun ardında yatan asıl sır, Zeki Müren'e olan hayranlığı ve onun şarkılarının kendisinde yarattığı duygusal bağ.

Antika Tutkusu Nasıl Başladı?

Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi mezunu olan 31 yaşındaki Osman Çelik, antika merakının babaannesinin vefatının ardından, ondan kalan çeyiz sandığıyla başladığını belirtiyor. O sandık, sadece bir eşya değil, aynı zamanda geçmişle kurulan bir köprü olmuş Çelik için. Zamanla bu merak bir tutkuya dönüşmüş ve sahip olduğu eserleri sergilemek için evinde özel bir bölüm hazırlamış.

Çelik'in koleksiyonunda Osmanlı dönemine ait yaklaşık 100 yıllık süvari kılıcı, antika saatler, eski fotoğraf makineleri, el dokuması halı ve kilimler, Cumhuriyet'in ilk dönemlerinden kalma taş plaklar, eski madeni ve kağıt paralar ile asırlık kıyafetler bulunuyor. Her bir eşyanın ayrı bir hikayesi olduğunu ve onlarla arasında manevi bir bağ oluştuğunu ifade ediyor.

"Zeki Müren'le Başka Alemlere Gidiyorum"

Osman Çelik, antika merakının kendisi için bir yaşam sevinci ve yaşam kaynağı olduğunu vurguluyor. Eşyaların arasında huzur bulduğunu ve özellikle Zeki Müren'in şarkılarını dinlerken bambaşka alemlere gittiğini söylüyor. Çelik, "Bir tatlı tebessümün bin vuslata bedeldir' şarkısını dinlediğimde bambaşka alemlere gidiyorum" diyerek, Zeki Müren'in müziğinin kendisi üzerindeki derin etkisini dile getiriyor.

Koleksiyonundaki eksikleri tamamlamak için müzayedelere katıldığını ve çevresindeki insanların da kendisine eski eşyalar hediye ettiğini belirten Çelik, antika koleksiyonunun her geçen gün büyüdüğünü ifade ediyor. Satın almayı tercih ettiğini ve eşyaları satmaya kıyamadığını çünkü her bir eşya ile arasında manevi bir bağ oluştuğunu söylüyor.

Gelecek Hayalleri ve Aile Desteği

Osman Çelik'in en büyük hayali, Ankara'nın Samanpazarı semtinde bir antika dükkanı açmak. Ancak bu işin sadece para değil, aynı zamanda mekan ve sabır gerektirdiğini de biliyor. Şu an evinde ailesiyle birlikte yaşadığını ve bir odayı müzeye çevirdiğini anlatan Çelik, ailesinin başlangıçta çok para harcamasını istemese de artık bu duruma alıştıklarını belirtiyor. Üniversite sınavına bile antika eşyalarının arasında hazırlandığını söyleyen Çelik, mekanın dar olması nedeniyle fazla eşya alamadığını dile getiriyor.

En dikkat çekici parçalar arasında, yaklaşık 120 yıllık olduğunu düşündüğü bir Osmanlı plağı ve süvari kılıcının yer aldığını belirten Çelik, evini ziyaret etmek isteyen herkese kapısının açık olduğunu sözlerine ekliyor.

Osman Çelik'in antika tutkusu, sadece bir hobi değil, aynı zamanda geçmişe duyulan bir saygı ve geleceğe bırakılan bir miras niteliğinde. Zeki Müren'in şarkılarıyla bütünleşen bu tutku, Çelik'in hayatına anlam katıyor ve onu bambaşka alemlere götürüyor. Ankara'nın Samanpazarı'nda açmayı hayal ettiği antika dükkanı, onun bu tutkusunu daha geniş kitlelere ulaştırmasına ve tarihi eserlerle dolu dünyasını daha çok insanla paylaşmasına olanak sağlayacak.