
Çin'den Şok Hamle! Borçlarını Kime Verdiğine İnanmayacaksınız!
Çin'in dış kredi ve finansman stratejisinde dikkat çekici bir değişim yaşanıyor. 2000'li yılların başından itibaren, Çin'in kredi ve hibe türünden borç aktarımlarında az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin payı azalırken, gelişmiş ülkelerin payı önemli ölçüde arttı. Bu durum, Çin'in yükselen bir ekonomik güç olarak, zengin ve gelişmiş ülkelerdeki kritik altyapı, yer altı kaynakları ve yüksek teknoloji gibi alanlara finansman sağlamaya odaklandığını gösteriyor.
Çin'in Borç Stratejisi: Gelişmiş Ülkeler Öncelikli
ABD'nin William ve Mary Üniversitesine bağlı AidData Araştırma Laboratuvarı'nın raporuna göre, Çinli kreditörler 2000-2023 yılları arasında dünya genelinde 2,2 trilyon dolar finansman sağladı. Bu finansmanın büyük bir kısmı gelişmiş ülkelere aktarılırken, dar ve orta gelirli ülkelere yönelik kalkınma yardımları ve altyapı yatırımlarının payı azaldı. Bu durum, Çin'in borç siyasetinde bugüne dek farkında olunmayan bir jeoekonomik stratejiyi ortaya koyuyor. Pekin yönetimi, gelişmiş ülkelere borç vererek, bu ülkelerdeki kritik altyapı projeleri ve ileri teknoloji üreten sektörlerde doğrudan ve dolaylı pay sahibi olmayı hedefliyor.
Raporun baş yazarı Brad Parks, Çin'in jeopolitik rakibi ABD'nin en fazla borç alan ülke olmasının dikkat çekici olduğunu belirterek, "ABD'nin son 10 yılı diğer ülkeleri Çin'e borç biriktirmenin sakıncalarına karşı uyararak geçirdiği, Çin'i 'borç tuzağı diplomasisi' uygulamakla suçladığı hatırlandığında bu oldukça sıra dışı bir keşif" ifadelerini kullandı. Bu durum, Çin'in borç verme stratejisinin sadece ekonomik değil, aynı zamanda jeopolitik hedeflere de hizmet ettiğini gösteriyor.
ABD'ye Akan Çin Sermayesi: Hangi Projeler Finanse Edildi?
Çin'in kamuya ait finans kuruluşları, ABD'nin her köşesinde ve sektöründeki projelere kaynak aktardı. Bu projeler arasında Teksas ve Louisiana'daki sıvılaştırılmış doğal gaz terminalleri, Matternhorn Express Doğal Gaz Boru Hattı, Dakota Access Petrol Boru Hattı, New York şehri elektrik nakil hattı, Virginia eyaletindeki veri merkezleri, New York ve Los Angeles'teki havalimanı terminalleri gibi kritik altyapı projeleri yer alıyor. Ayrıca, Çinli kreditörler, kendi ülkelerindeki şirketlerin ABD'de robotik, yarı iletkenler, biyo-teknoloji gibi ileri teknoloji üreten şirketleri satın alma işlemlerini finanse ederek bazı kritik teknolojilerin transferine aracılık etti. Hatta, Amazon, AT&T, Verizon, Tesla, General Motors, Ford, Boeing ve Disney gibi Fortune 500 listesindeki birçok şirkete çalışma sermayesi ve döner kredi türünden likidite destekleri sağlandı.
- Sıvılaştırılmış doğal gaz terminalleri
- Doğal gaz ve petrol boru hatları
- Elektrik nakil hatları
- Veri merkezleri
- Havalimanı terminalleri
Jeoekonomik Strateji ve Ulusal Güvenlik
Araştırmacılar, Çin'in gelişmiş ülkelere olan ilgisinde karlılığın önemli bir faktör olduğunu vurgularken, jeoekonomik kazanımlar ve ulusal güvenlik stratejisinin zaman içinde belirleyici hale geldiğine dikkat çekiyor. Stratejik ham maddeler, elektrik şebekeleri ve nakil hatları güvenliği, deniz ve okyanus boğazlarının kontrolü, küresel tedarik zincirlerinin istikrarı ve yüksek teknoloji sektörlerinde ulusal rekabet gücünü artırma hedefi, dünya genelinde ülkelerin kredi ve borç tasarruflarını daha fazla etkiler hale geldi. Raporun yazarlarından Brooke Escobar, Çin'in borç, sermaye yatırımı ve hibelerini, jeostratejik ve ticari çıkarları lehinde esnek, yenilikçi ve tamamlayıcı tarzda düzenlediğini vurgulayarak, "Çin, uluslararası bir kreditör olarak hem ilk hem son durak olarak görülmek istiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Çin'in borç verme stratejisindeki bu değişim, küresel ekonomik ve politik dengeler üzerinde önemli etkiler yaratabilir. Gelişmiş ülkelerin Çin'den aldığı borçlarla hangi alanlarda rekabet avantajı elde edeceği ve bu durumun diğer ülkeler üzerindeki etkileri yakından takip edilmesi gereken bir konu olarak öne çıkıyor. Çin'in bu stratejisi, uluslararası ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.













