Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı, Suriye'nin geleceği için önemli bir çağrıya sahne oldu. Konferansta, Suriye'de ademi merkeziyetçi ve demokratik bir yönetim modeli talep edildi. Kürt siyasi aktörler, birlik mesajları vererek çözüm için diyalog çağrısında bulundu. Konferansta ayrıca Abdullah Öcalan'ın barış sürecindeki rolüne de dikkat çekildi.
Rojava'dan Birlik ve Demokrasi Vurgusu
Qamişlo'da düzenlenen konferansa, Suriye, Rojava, Türkiye ve Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nden (IKBY) önemli isimler katıldı. Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Abdi, açılış konuşmasında, "Merkezi olmayan, demokratik, herkesi kucaklayan bir Suriye istiyoruz" dedi. Abdi, konferansın birlik amacı taşıdığını vurgulayarak, Suriye hükümetiyle diyalog kurarak Kürtlerin haklarına ulaşması gerektiğini belirtti. Ayrıca, İmralı'dan gelen barış çağrısının Rojava'nın istikrarına katkı sağlayacağını ifade etti.
Konferansa katılan Mesud Barzani de gönderdiği mesajda, barışçıl ve diplomatik çözümlere destek verdiklerini, Kürt halkının haklarının Suriye'nin yeni anayasasında güvence altına alınması gerektiğini vurguladı. YNK temsilcisi Emin Babaşêx ise, Rojava'daki halkın kalıcı bir statüye kavuşmasının temel bir hak olduğunu ve tüm halkların haklarının korunması gerektiğini söyledi.
Türkiye'den Kürt Birliği Mesajı
Konferansa Türkiye'den katılan DBP Eş Başkanı Keskin Bayındır, Abdullah Öcalan'ın tarihi çağrısını tüm dünyaya ulaştırmak için çabaladıklarını belirtti. Bayındır, Kürt partileri ve güçleriyle görüşmeler yaptıklarını ve Öcalan'ın özgürlük ve barış çağrısının temelinin Kürt birliği olduğunu vurguladı. Bayındır, Kürt birliği için çalışma çağrısında bulundu.
Konferansın ardından Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi tarafından yapılan açıklamada, konferansın Kürt halkının birliğinin, birleşik, demokratik ve barış içinde bir Suriye'ye giden yolda temel bir adım olduğu vurgulandı.
Ademi Merkeziyetçi Suriye Modeli
Konferans, ademi merkeziyetçi ve ulusal bütünlük içindeki Suriye çerçevesinde, Kürt sorununa kapsamlı siyasi çözüme ilişkin maddelerin yer aldığı 'Ortak Tutum Belgesi'nin onaylanmasıyla tamamlandı. Belgede, Suriye Anayasası'nın tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alması gerektiği ifade edildi. Devletin, tüm dinlere karşı tarafsız olması ve Êzidî dininin resmi olarak tanınması gerektiği de bildirildi. Belgede ayrıca Suriye'nin, siyasal çoğulculuğa, kuvvetler ayrılığına, insan haklarına ve ademi merkeziyetçi yönetime dayalı, iki meclisli bir parlamenter sistem ile yönetilmesi gerektiği savunuldu. Kadın-erkek eşitliğinin anayasal güvenceye alınması, çocuk haklarının korunması, kültürel çeşitliliğin anayasada yansıtılması ve demografik mühendislik uygulamalarının durdurulması da bildirinin diğer önemli vurguları arasında yer aldı.
Kürt ulusal alanında ise; Kürt bölgelerinin federal bir Suriye çatısı altında birleşik bir siyasi ve idari yapıya kavuşması, Kürt halkının uluslararası anlaşmalar çerçevesinde siyasi, kültürel ve idari haklarını özgür ve eşit şekilde kullanmasının anayasal güvenceye alınması talep edildi.
Rojava Kürt Birliği Konferansı, Suriye'nin geleceği için önemli bir dönüm noktası olabilir. Konferansta ortaya konan ademi merkeziyetçi yönetim modeli ve Kürt birliği çağrıları, Suriye'deki siyasi çözüm sürecine yeni bir ivme kazandırabilir. Ancak, bu çağrıların ne kadar karşılık bulacağı ve Suriye hükümetiyle diyalog sürecinin nasıl ilerleyeceği önümüzdeki dönemde yakından takip edilmesi gereken bir konu.
