Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mecid el-Ensari, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun açıklamalarına sert bir yanıt verdi. Netanyahu'nun "Katar'ın iki taraflı oynama ve çifte standardı bırakma zamanı geldi" şeklindeki ifadeleri, Katar tarafından "tahrik edici, siyasi ve ahlaki sorumluluktan yoksun" olarak değerlendirildi. Bu sert tepki, bölgedeki gerilimi daha da tırmandıracağa benziyor.
Katar'dan Sert Eleştiriler
Ensari, Netanyahu'nun açıklamalarının, geçmişte yaşanan suçları haklı göstermek için kullanılan "sahte sloganları" akla getirdiğini belirtti. Gazze'ye yönelik devam eden saldırıların bir medeniyet savunması olarak sunulmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Katar'ın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye yönelik saldırıları süresince savaşı durdurma, sivilleri koruma ve esirlerin serbest bırakılmasını amaçlayan arabuluculuk çabalarına destek vermeye çalıştığını hatırlattı.
Ensari, İsrail'in 138 esirini askeri operasyonlarla mı yoksa arabuluculuk çabalarıyla mı kurtardığını sorgulayarak, Katar'ın dış politikasının dürüst ve güvenilir arabulucu rolüyle çelişmediğini savundu. Gazze'deki Filistinlilerin yakın tarihin en kötü felaketlerinden birini yaşadığına dikkat çekerek, İsrail'in uyguladığı "boğucu kuşatma, sistematik açlık, ilaç ve barınma imkanından mahrum bırakma" politikalarını eleştirdi.
Netanyahu'nun Açıklamaları ve Tepkiler
Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana "medeniyet ve barbarlık arasında bir kurtuluş savaşı" verdiği belirtilmişti. Netanyahu, Katar'ın her iki tarafla oynamayı bırakıp medeniyetin mi yoksa Hamas'ın mı yanında olduğuna karar vermesi gerektiğini söylemişti. Bu açıklama, Katar'ın sert tepkisine yol açtı ve bölgedeki tansiyonu yükseltti.
Bölgesel Etkiler ve Sonuç
Bu karşılıklı suçlamalar, zaten kırılgan olan bölgesel ilişkileri daha da karmaşık hale getiriyor. Katar'ın arabuluculuk rolü sorgulanırken, Gazze'deki insani durumun vahameti de bir kez daha gözler önüne seriliyor. Bölgedeki aktörlerin tutumu, gelecekteki olası çözüm yollarını da etkileyecek gibi görünüyor. Unutulmamalıdır ki, bu türden sert söylemler ve suçlamalar, sadece gerilimi tırmandırmakla kalmayıp, aynı zamanda barış ve istikrar umutlarını da zedeleyebilir.