19 Nisan 2025 Cumartesi

İmamoğlu'ndan Cezaevinden Çağrı: Demokrasi Devrimi Başladı!

Tutuklu İBB Başkanı ve olası cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, cezaevinden yazdığı bir makaleyle gündeme bomba gibi düştü. İmamoğlu, "Bu kez karşımızda gitmemek üzere pervasızca saldıran bir yapı var. Bu kez karşımızda sadece sandıkta rakiplerini durdurmaya, bir seçim daha kazanmaya çalışan bir akıldan, bir kötü niyetten fazlası var" diyerek önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin Sancılı Dönemi ve Yeni Bir Başlangıç

İmamoğlu, Nefes Gazetesi için kaleme aldığı yazısında, Türkiye'nin siyasi ve toplumsal tarihinin en sancılı dönemlerinden birinden geçtiğini belirtiyor. Ancak bu sancıların sadece olup bitene, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, yoksulluğa ve umutsuzluğa tepkinin sancıları olmadığını, aynı zamanda yeni bir başlangıcın doğum sancıları olduğunu vurguluyor. İmamoğlu'na göre, Türkiye yeni, huzurlu, mutlu bir doğuma hazırlanıyor.

Daha önce de zor zamanlar yaşandığını hatırlatan İmamoğlu, bu milletin helal oylarıyla seçtiği siyasetçilerin idam edildiklerini, hapislere atıldığını, yetkilerinin ellerinden zorla alındığını gördüğünü ifade ediyor. Ancak geçmişteki zor zamanların ortak noktasının askeri darbe dönemleri olduğunu belirtirken, bugün ise milletin bir ilke tanıklık ettiğini, ilk kez seçilmiş bir cumhurbaşkanının, siyasi meşruiyetinin kaynağı olarak milletten başka güç tanımayan, helal oylarla seçilmiş milletin evlatlarına darbecilerin yaptıklarını reva gördüğünü söylüyor.

Demokrasiye Yapılan Saldırı ve Milletin Uyanışı

İmamoğlu, ilk kez bir seçilmişin diğer seçilmişlere devletin polisi, devletin yargısı, devletin medyası ve tüm kurumlarıyla saldırdığını, bir seçilmişin diğer seçilmişlere karşı "dananın kuyruğu", "turpun büyüğü" gibi ifadelerle savcılığa soyunduğunu belirtiyor. Normalde sadece ilgili savcının görebileceği bir dosyadan haberdar olarak rakiplerini suçlu ilan ettiğini, yargıya vermesini istediği kararları dikte ettiğini ve hatta talimatlar yağdırdığını iddia ediyor.

İmamoğlu'na göre, bu uygulamalar Türkiye'ye ve milletimize karşı yapılmış aleni bir kötülüktür. Çünkü bu anti-demokratik tercihlerin refaha değil yoksulluğa hizmet ettiği, ekonomik ve finansal tüm verilerle ortadadır. Milletin teveccühüne ihtiyaç duyan bir siyasi, asla millet aleyhine iş ve işlemlere onay vermez. Mevcut cumhurbaşkanı ve etrafındaki bir avuç insandan müteşekkil düzenin, artık milletin teveccühüne ihtiyaç duymadığını ve bunun gizlenemez bir tehlike olduğunu savunuyor.

Türkiye Nereye Gidiyor?

Peki, İmamoğlu'nun bu açıklamaları ne anlama geliyor? Türkiye'de demokrasi tehlikede mi? Seçimler yaklaşıyor ve siyasi arenada tansiyon giderek yükseliyor. İmamoğlu'nun cezaevinden yaptığı bu çıkış, muhalefetin sesini daha da yükseltecek gibi görünüyor. Önümüzdeki günlerde siyasi gelişmelerin nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.

İmamoğlu, bu sancılı dönemde tek bir kişinin ihtirasları ve onun kurmaya çalıştığı düzen başarılı olursa, 105 yıldır mücadelesi verilen Cumhuriyetin demokrasiyle taçlanması hedefinin ortadan kalkacağını ve ülkenin bir uçurumdan yuvarlanacağını belirtiyor. Bu oligarşik yapı başarırsa, ülkenin demokratik rekabete dayalı çoğulcu demokrasisini kaybedeceğini, milletin seçme özgürlüğünün elinden alınacağını, milletin kaybedeceğini ve geleceğin karanlığa gömüleceğini ifade ediyor.

Sonuç olarak, İmamoğlu'nun cezaevinden yaptığı bu açıklamalar, Türkiye'nin siyasi geleceği hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Demokrasiye sahip çıkmak ve özgürlükleri korumak için milletin ayağa kalkması gerektiği mesajını veriyor. Türkiye'nin önünde zorlu bir süreç var ve bu süreçte milletin iradesi belirleyici olacak.

İlgili Haberler