Günümüzde gençlerin karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biri, modern hayatın dayattığı bunalım ve ruhsal boşluk. Özellikle kapitalizmin etkisiyle gençler, modern yaşamın cazibesine kapılarak derin bir arayış içine giriyorlar. Bu arayış bazen yanlış yönlere sapmalara, hatta imansızlık felaketine kadar gidebiliyor. Peki, bu bunalımın çözümü ne? İman, gençlerin ruhsal boşluğunu doldurabilir mi?
Modern Hayatın Dayatmaları ve Gençlik
Modern hayatın dayatmaları, gençlerin ruhunu ihmal etmekle kalmıyor, tüm hayatlarını etkisi altına alıyor. Aileler, çocuklarını bu dayatmacı modern hayatın etkisinden kurtarmakta zorlanıyor. Öyle ki, çocuklar ana babalarının koyduğu isimleri bile modern bulmayıp değiştiriyorlar. Bu durum, değerlerimizden ne kadar uzaklaştığımızın acı bir göstergesi.
Eğitim sistemimiz de bu konuda yetersiz kalıyor. Milli ve manevi değerlerimizi kazandırmada eksiklikler var. Aileler genellikle çocuklarının geleceği için daha fazla yatırım yaparken, ebedi hayatlarını göz ardı ediyorlar. Gençler, sınavlarda başarılı olmak, iyi bir okul kazanmak için sürekli bir baskı altında eziliyor, insan olmanın şuurunu kaybediyorlar. Tek hedefleri iyi bir iş ve kariyer oluyor.
Ancak unutmamalıyız ki, insan sadece et ve kemikten ibaret değil. Bir ruhu var ve ruhun da ihtiyaçları var. Bu ihtiyaçların başında Allah'a ve Resulü Muhammed'e iman gelir. İman, sadece öğrenilen bir bilgi değil, yaşanan hayatı düzenli ve anlamlı kılan, ahiret hayatına hazırlayan büyük bir güçtür.
İmanın Gençler Üzerindeki Etkisi
İman eden bir genç, başına gelen musibetin altında ezilmez, dünyasını kazanmak için çalışır; ancak, dünyanın gizemine ve aldatmacasına kapılmaz, sabırlı olur. Bilir ki, "Rabb'i görür, işitir, O'nun iradesi olmadan hiçbir şey olmaz." Ama bugün gençler en küçük bir eleştiriye dahi tahammül edemiyor, zorluklar karşısında çöküyor, hayata dair güvenleri yok; zihinleri dünya ile dolu ama kalpleri boş. Her şey dünyevi başarıya odaklanmış, iç huzuru bulamıyorlar.
Eğitim sistemimiz çocuklara dini bilgiler veriyor gibi görünüyor ama bu bilgilerin ruhla buluşması için bir iklim oluşturamıyor, çocuğun hayatına yön veremiyor, modernizmin yıkıcı etkisinden kurtaramıyor. Anne babalar daha büyük bir çıkmazda; "yeter ki, çocuğu iyi bir üniversite kazansın" istiyorlar, ahireti önemli değil! Bütün ana babalar çocuğunun dünyasını kazanması için verdiği çabanının yüzde kaçını sonsuz hayatını kazanması için veriyor, azıcık düşünelim! Çocuğunun matematik dersinde başarılı olması için edindiği derdin ne kadarını namazını kılması için ediyor?
Bugün artık çocuklarımızın sadece zihnine değil, kalbine dokunan imani bir dile ihtiyacımız var. Genç bir insan imanı kalbinde hissettiğinde kaygılarına rağmen umutlu olur, dünya sarsıldığında bile, sığınacak bir yer bulur. Çünkü bilir: "Ben bu dünyaya başıboş gelmedim, Rabb'im beni görüyor, hayatımın bir hesabı var ve ben bu hesabı düzgün vermek zorundayım."
İman ve İç Huzur
Sonuç olarak, bir kalbe iman yerleşmişse o kalp dünyanın yükünü taşıyabilir, bir kalp imanla dolmamışsa başarılar da, zenginlikler de o boşluğu dolduramaz!
"Onlar, inananlar ve kalpleri Allah’ı anmakla huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur." (Ra'd sûresi, 28)
Gençlerin ruhsal bunalımlarının üstesinden gelmelerinin ve iç huzura kavuşmalarının yolu, imanla kalplerini doldurmaktan geçiyor. Ailelerin ve eğitimcilerin bu konuda daha duyarlı olması, gençlere dini değerleri doğru bir şekilde aktarması gerekiyor. Ancak bu şekilde, modern hayatın dayatmalarına karşı dirençli, maneviyatı güçlü bir nesil yetiştirebiliriz.
