Ege Bölgesi'nde yaşanan kuraklık tehlikesi giderek büyüyor. Sonbahar ve kış aylarında beklenen yağışların düşmemesi, barajlardaki su seviyelerini kritik seviyelere indirdi. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, uzun yıllardır beklenen kuraklığın kapıda olduğunu ve gerekli önlemlerin alınmaması halinde ciddi sorunlar yaşanabileceğini vurguladı.
Kuraklık Ege'yi Tehdit Ediyor
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, Ege Bölgesi'nde 2024-2025 Su Yılı'nın ilk 5 ayında (1 Ekim - 28 Şubat) metrekareye düşen ortalama yağış miktarı 269,6 kilogram olarak ölçüldü. Bu rakam, normalde 373,4 kilogram olması gereken yağış miktarının oldukça altında. Prof. Dr. Yaşar, bu durumun son yılların en kurak dönemlerinden birini yaşadığımızın açık bir göstergesi olduğunu belirtiyor.
Şubat ayında hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin altında seyretmesi, yağışların kar şeklinde düşmesine ve dolayısıyla barajlara su takviyesinin azalmasına neden oldu. Mart ayında da beklenen yağışların gerçekleşmemesi, kuraklık riskini daha da artırdı.
Prof. Dr. Yaşar'dan Kritik Uyarılar
Prof. Dr. Doğan Yaşar, kuraklık tehlikesine karşı yıllardır uyarılarda bulunduğunu ancak gerekli önlemlerin alınmadığını ifade ediyor. Yaşar'ın açıklamaları şu şekilde:
“2020'den sonra ciddi bir kuraklık yaşanacağını anlattık. Hazırlanmadık, bütün geçmiş ülkeler kuraklığa hazır. Ama biz değiliz. Çok geç kalındı."
Prof. Dr. Yaşar, kuraklığa karşı hazırlıklı olmanın hayati önem taşıdığını ve su kaynaklarının verimli kullanılması, tarım tekniklerinin iyileştirilmesi gibi konularda acil adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.
- Su kaynaklarının daha verimli kullanılması için çalışmalar yapılmalı.
- Tarımda su tasarrufu sağlayan teknikler uygulanmalı.
- Bilinçli su tüketimi konusunda farkındalık artırılmalı.
- Kuraklığa dayanıklı bitki türleri tercih edilmeli.
Ege'yi Bekleyen Tehlike
Ege Bölgesi'nde yaşanan kuraklık, tarım, hayvancılık ve turizm gibi sektörleri olumsuz etkileyebilir. Barajlardaki su seviyelerinin düşmesi, içme suyu sıkıntısına yol açabilir ve enerji üretimini de olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, orman yangınları riskinin artması da cabası.
Uzmanlar, kuraklığın etkilerini azaltmak için bireysel ve toplumsal olarak su tasarrufuna özen göstermemiz, su kaynaklarını korumamız ve bilinçli tüketim alışkanlıkları geliştirmemiz gerektiğini belirtiyor. Aksi takdirde, Ege Bölgesi'ni ve tüm Türkiye'yi bekleyen daha büyük sorunlarla karşılaşabiliriz.