Oyuncu Ali Nuri Türkoğlu'nun rol aldığı tarihi dizilerin ardından kütüphanelere olan ilgide gözle görülür bir artış yaşandı. İzleyiciler, dizilerde gördükleri karakterler ve olaylar hakkında daha fazla bilgi edinmek için kütüphanelere akın ediyor. Bu durum, tarihi dizilerin sadece eğlence aracı olmakla kalmayıp, aynı zamanda öğrenmeye teşvik edici bir rol üstlendiğini de gösteriyor.
Tarihi Diziler Kütüphaneleri Canlandırıyor
Ali Nuri Türkoğlu, babasının tırcı olması sebebiyle çocukluğunun büyük bir bölümünü Avrupa yollarında geçirdiğini belirtiyor. Babasının taklit yeteneğinin ve anlattığı hikayelerin kendisini derinden etkilediğini söyleyen Türkoğlu, oyunculuğunun temelinde bu mirasın yattığını vurguluyor. İlkokulda tiyatroyla tanışmasının hayatının dönüm noktası olduğunu ifade eden Türkoğlu, tiyatronun kendisine kendisini ifade edebileceği bir alan sunduğunu belirtiyor.
Türkoğlu, oyunculuğun kendisine birçok farklı kimliğe bürünme fırsatı verdiğini ve bu durumun mesleğin en cazip yanlarından biri olduğunu söylüyor. Kariyerinin başlarında komedi dizilerinde rol alsa da, zamanla tercihlerinin değiştiğini ve tarihi yapımlarda yer almaktan büyük keyif aldığını ifade ediyor.
- Tarihi diziler, geçmişle bağ kurmayı sağlıyor.
- İzleyicileri araştırmaya ve öğrenmeye teşvik ediyor.
- Kitap satışlarında artışa neden oluyor.
"İnsanlar Diziyi İzleyip Kütüphaneye Koşuyor"
Son olarak TRT 1 ekranlarında yayınlanan Mehmed: Fetihler Sultanı dizisinde Şehzade Orhan karakterini canlandıran Ali Nuri Türkoğlu, karakterinin senaryo gereği ölmesiyle yapımdan ayrıldı. Türkoğlu, karakterin "kötü" olarak görülmesine rağmen bu rolü kabul etmesinde yapımın derinliği ve ciddiyetinin etkili olduğunu belirtiyor. Ayrıca, tarihi dizilere olan ilginin artmasıyla birlikte insanların kütüphanelere yöneldiğini ve kitap satışlarının arttığını vurguluyor. Türkoğlu, "İnsanlar diziyi izleyip kütüphaneye koşuyor. Kitap satışları Diriliş Ertuğrul’dan beri arttı. Bu çok kıymetli" diyor.
Sanat ve Toplum İlişkisi
Ali Nuri Türkoğlu, sanatçıların siyasi paylaşımları üzerinden başlayan tartışmalara da değiniyor ve sanatın umut vermesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca, faşizan söylemlerle insanları yaftalamanın doğru olmadığını ve herkesin aynı düşünmesini beklemenin asıl faşizm olduğunu ifade ediyor. Türkoğlu, sanatın toplumla diyalog halinde olması ve farklı düşüncelere saygı duyulması gerektiğini vurguluyor.
Ali Nuri Türkoğlu'nun açıklamaları, tarihi dizilerin sadece bir eğlence aracı olmadığını, aynı zamanda toplumu bilgilendirme ve öğrenmeye teşvik etme potansiyeline sahip olduğunu gösteriyor. Kütüphanelere olan ilginin artması, bu potansiyelin somut bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Oyuncunun bu konudaki farkındalığı ve açıklamaları, sanatın toplumsal rolüne dair önemli bir tartışma başlatıyor.
