Diyanet İşleri Başkanlığı, bu haftaki Cuma hutbesinin konusunu "Vakıf: Yaratan'a hürmet, yaratılana merhamet" olarak belirledi. Hutbede vakıf kavramının İslam'daki önemi, yardımlaşma ve dayanışma ile ilişkisi vurgulanırken, vakıfların korunması ve doğru kullanılması gerektiği de hatırlatıldı.
Vakıf Nedir? İslam'daki Önemi
Vakıf, İslam medeniyetinde yardımlaşma ve dayanışmanın kurumsallaşmış halidir. Vakıf, sahip olduğumuz imkanları tüm mahlukatın istifadesine sunmaktır. Gözümüzün beğendiğini, kalbimizin sevdiğini, elimizin kıyamadığını hiçbir karşılık beklemeden Allah yoluna adamaktır. Vakıf, Cenâb-ı Hakk’ın bizlere emanet olarak verdiği malı, ebedî kılmak, ahiret azığına dönüştürmektir. Bu bağlamda vakıf, sadece maddi bir yardım değil, aynı zamanda manevi bir yatırım olarak da görülmelidir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in şu hadisi vakfın önemini açıkça ortaya koymaktadır: "Kişinin kendi malı, ölümünden önce hayır yoluna harcayıp vakfettiği malıdır. Mirasçısına kalan malı ise kişinin hayra sarf etmeyip ölünce geride bıraktığı malıdır."
- Vakıf, yardımlaşma ve dayanışmanın kurumsallaşmış halidir.
- Vakıf, imkanları tüm mahlukatın istifadesine sunmaktır.
- Vakıf, malı ahiret azığına dönüştürmektir.
Vakıfların Korunması ve Doğru Kullanımı
Hutbede vakıfların korunması ve doğru kullanılması gerektiği de vurgulandı. Bütün hayır yerleri ve eserleri, bağışlayanların emanetleridir. Allah’a adanmış, insanlığın hizmetine sunulmuş mekânlardır. Dolayısıyla bu eserleri ve gelirlerini amaçları dışında kullanmak, onların zayi olmasına sebep olmak ağır bir vebal, büyük bir günahtır. Onları kapatmak ise sadece bağışlayan kişinin değil; o bağıştan istifade eden tüm insanların hakkına ihanettir.
Ne yazık ki, günümüzde bazı vakıf ve dernek görünümlü yapılar, yardım ve hizmet görüntüsü altında milletimizin en kıymetli hazinelerine zarar veren yıkıcı faaliyetlerde bulunabilmektedirler. Özellikle eğitim, kültür ve sanat adı altında yapılan kimi çalışmalarla gerçek hayatta ve dijital mecralarda genç dimağları zehirleyebilmektedirler. Bu nedenle vakıfların faaliyetleri yakından takip edilmeli ve denetlenmelidir.
Vakıf Medeniyetinin Önemi ve Geleceğe Taşınması
İslam medeniyeti aynı zamanda bir vakıf medeniyetidir. Ecdadımız, inşa ettiği camiler, medreseler, hastaneler, aşevleri, kütüphaneler, kervansaraylar, köprüler ve çeşmeler ile iyiliğin öncüsü olmuştur. Bu nedenle vakıf medeniyetini yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak hepimizin sorumluluğundadır.
Hutbede, "...Kendiniz için önceden ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz..." ayetine atıfta bulunularak, hayır müesseselerinin kurulmasına, korunmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına daha fazla özen gösterilmesi gerektiği vurgulandı. Yığıp biriktirdiklerimizin değil, Allah için iyilik yolunda harcadıklarımızın karşılığını ebedi hayatta göreceğimizi unutmamalıyız.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu haftaki hutbesi, vakıf kavramının İslam'daki derin anlamını ve toplumsal önemini bir kez daha hatırlattı. Vakıfların korunması, doğru kullanılması ve gelecek nesillere aktarılması, daha adil ve merhametli bir toplum inşa etmemize katkı sağlayacaktır. Unutmayalım ki, vakıf sadece maddi bir yardım değil, aynı zamanda manevi bir yatırımdır ve ebedi hayatta karşılığını bulacaktır.