
Cübbeli'den Egemen Bağış'a Şok Sözler: Kefen mi Lazımdı?
Cübbeli Ahmet Hoca'nın, eski Prag Büyükelçisi Egemen Bağış'a yönelik sert eleştirileri gündeme bomba gibi düştü. Bilal Erdoğan'ın cenazede elini sıkmadığı Bağış'a, Cübbeli Ahmet Hoca'dan çok konuşulacak bir gönderme geldi. Cübbeli, Bağış'ın kendisiyle barışmak için üç ayrı girişimde bulunduğunu iddia ederek, "Bakara Suresi ile alay ettin, sana kefen mi lazımdı?" diye sordu.
Cübbeli Ahmet'ten Sert Sözler
Cübbeli Ahmet Hoca, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Egemen Bağış'a yönelik ağır ithamlarda bulundu. İşte Cübbeli Ahmet'in o açıklamaları:
"Ey Egemen! Madem ben kefen satıcıydım, sana kefen mi lazım olmuştu da merhûm Medîneli Ali Efendi’yi üç kere benimle barışmak için devreye soktun? Sonra İsmailağa Vakfı’na gittin, Bakara Sûresi ile alay ettiğin halde onlar seni çay kahve ağırladılar ve bana ‘görüşülse, barışılsa’ diye ricâcı oldular ama ben senin beş paralık itibarın için Bakara Sûresi’ni satamazdım."
Cübbeli Ahmet Hoca, açıklamalarının devamında daha da sertleşerek, Egemen Bağış'ı tövbe etmeye çağırdı.
"Sen o ses kaydını inkâr ederek montaj diyeceğine çık: ‘Bakara Sûresi ile alay etmek irtidâdtır, ama ben îmân tazeledim, nikâh tazeledim’ diye tövbeni açıkla, ondan sonra kimse seninle uğraşmasın. Tövbeni kabul edip etmemek Allâh’a kalmıştır, insanların beyânı esastır diyelim ve konuyu kapatalım velâkin sen bunu montaja hamledip hâlâ milleti salak yerine koyarak aldatmaya devâm ettiğin sürece bizden asla yüz bulamazsın."
Kefen Polemiği Alevlendi
Cübbeli Ahmet Hoca'nın açıklamaları, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Özellikle "kefen" göndermesi, sosyal medyada en çok konuşulan konular arasına girdi. Cübbeli Ahmet Hoca, sözlerini şöyle tamamladı:
"Eğer o kefen işinden ben satıp para yediysem Allâh bana kefen nasip etmesin, eğer sen yalan konuşuyorsan Allâh sana kefen nasip etmesin. Âmîn!"
Cübbeli Ahmet Hoca'nın Egemen Bağış'a yönelik bu sert çıkışı, uzun süre gündemden düşmeyecek gibi görünüyor. İki isim arasındaki bu polemik, önümüzdeki günlerde yeni gelişmelerle devam edebilir. Bu olay, din ve siyaset arasındaki hassas dengeleri bir kez daha gözler önüne seriyor.