DEM Parti Şırnak Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin yaşadığı insanlık dışı koşulları gündeme getirdi. Özellikle hasta mahpusların sağlık hakkına erişimindeki engelleri, çıplak arama uygulamalarını ve diğer hak ihlallerini sert bir dille eleştiren Uysal Aslan, yetkililere acil çözüm çağrısında bulundu.
Cezaevlerinde Yaşanan İnsanlık Dramı
Uysal Aslan, cezaevlerinde binlerce mahpusun insan haklarına aykırı bir şekilde sağlık mücadelesi verdiğini belirterek, "Sağlık hakkına erişemiyor, tedavilerini yaptıramıyor, tedavileriyle ilgili engellemeler yaşıyorlar. Kelepçeli muayene ve ağız içi arama dayatması yapılıyor. Koğuşlarına yerleştirilen kameralarda anbean izlenirken, arama adı altında çıplak arama işkencesine ve tacize maruz kalıyorlar" dedi. Özellikle hasta, engelli ve yaşlı mahpusların durumunun daha da vahim olduğunu vurguladı.
Hasta Mahpusların Çaresizliği
Uysal Aslan, cezaevlerinde kanser, KOAH, kalp hastalıkları, karaciğer rahatsızlıkları, romatizma, eklem hastalıkları gibi birçok ciddi hastalıkla mücadele eden hasta mahpusların durumuna dikkat çekti. "Hapishaneler erkeklere göre kurgulanmış ve inşa edilmiş bir yer olduğu için kadın mahpusların infazdan sağlığa erişime, yaşam biçiminden mahremiyete kadar birçok sorunu beraberinde getirmektedir" ifadelerini kullandı. Bu durumun, hasta mahpusların yaşadığı zorlukları daha da artırdığını belirtti.
Uysal Aslan, hasta mahpusların yaşadığı hak ihlallerine örnekler vererek, yetkililere seslendi:
- 28 yıldır cezaevinde olan ve üçüncü evre meme kanseri teşhisi konulan Fatma Özbay'ın durumunu
- Fiziksel engelli ve kalça protezi bulunan Cihan Erdinç'in cezaevinde tutulmaya devam etmesini
- KOAH hastası Songül Yıldırım ve kronik hepatit B ile ağır tüberküloz hastası Tenzile Acar'ın tahliye edilmemesini
- Kanser hastası Güneş Tekin ve Havva Ak ile ağır engelli Zahime Afşin'in cezaevinde tutulmasını
- Sağ gözünü kaybeden ve diğer gözünde de görme kaybı yaşayan Selvel Yıldırım'ın tedavi sürecinin engellenmesini
- Bir bacağı olmayan epilepsi hastası Dicle Bozan'ın protez ihtiyacının karşılanmamasını
- %82 engelli kalp ve böbrek hastası Melek Akgün'ün durumunu
Bu örneklerin, cezaevlerindeki hasta mahpusların yaşadığı insanlık dışı koşulları gözler önüne serdiğini vurguladı.
Cezaevleri Toplu Katliam Merkezine Dönüşmemeli
Uysal Aslan, Adalet Bakanlığı'nın 2024 yılının ilk 11 ayında cezaevlerinde 709 kişinin yaşamını yitirdiği bilgisini hatırlatarak, "Hapishaneler bir cezaevi, hapishaneler bir toplu katliam merkezine dönüşmemelidir. Hapishane ölüm evi olmamalıdır" dedi. İlgili kurumları ve yetkilileri bu konuda ivedi bir tutum sergilemeye çağırdı.
Uysal Aslan, cezaevlerindeki hasta mahpusların durumunun vahametini vurgulayarak, "Ölüm kıyısında onur ve yaşam mücadelesi veren hapishanelerdeki mahpusları tutmak ahlaki, vicdani, hukuki ve insani midir?" sorusunu yöneltti. Hasta mahpusların tahliye edilmemesinin, yaşam haklarına doğrudan bir tehdit oluşturduğunu ve bu durumun siyasi bir cinayet anlamına geldiğini savundu.
Son olarak Uysal Aslan, İdari Gözlem Kurulu kararlarıyla verilen hapis cezalarının, ceza hukukunun temel ilkelerine aykırı olduğunu ve mahpusların özgürlüğünü gasp ettiğini belirtti. Bu kurulların derhal kaldırılması ve hasta mahpusların serbest bırakılması gerektiğini vurgulayarak, "Mahpusların, tutsakların, zindanlarda bilhassa hasta mahpusların vermiş olduğu bu onur savaşının yanındayız" şeklinde konuştu.