
Af Örgütü'nden Onur Yürüyüşü Çağrısı: Yasaklar Son Bulmalı!
Uluslararası Af Örgütü, Türkiye'deki LGBTİ+ Onur Yürüyüşleri'ne uygulanan yasaklara ve polis müdahalelerine karşı acil bir kampanya başlattı. İçişleri Bakanlığı'na yönelik bir dilekçe ile yetkililerin barışçıl toplanmaları engellemek yerine desteklemesi istendi. Örgüt, bu yasakların hem Türkiye'nin kendi yasalarına hem de uluslararası insan hakları sözleşmelerine aykırı olduğunu vurguladı. Peki, bu çağrı ne anlama geliyor ve Türkiye'deki LGBTİ+ hakları mücadelesi için neden bu kadar önemli?
Onur Yürüyüşü Yasakları: Hak İhlali mi?
Af Örgütü, 2015'ten beri birçok şehirde Onur Yürüyüşü etkinliklerinin yasalara aykırı bir şekilde yasaklandığını ve polis müdahalelerinin orantısız güç kullanımına dönüştüğünü belirtiyor. Bu yasaklamaların, Türkiye'nin hem iç hukukunu hem de taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerini ihlal ettiğini vurguluyorlar. Dilekçede, İçişleri Bakanlığı'na doğrudan çağrı yapılarak, "Türkiye genelinde Onur Yürüyüşleri'ni gerçekleştirmek üzere toplanma özgürlüğü haklarını barışçıl bir biçimde kullanmak isteyen herkesin, yetkililerce getirilen hukuka aykırı yasaklar ve kolluk görevlilerinin hukuka aykırı güç kullanımı da dahil gereksiz engellemelerle karşılaşmadan yürüyebilmesini sağlamanız için acilen çağrıda bulunmak üzere yazıyorum" ifadeleri kullanıldı.
Yasaklar ve Gözaltılar: Türkiye'de LGBTİ+ Hakları Nereye Gidiyor?
Af Örgütü'nün açıklamasına göre, sadece yürüyüşler değil, film gösterimi ve piknik gibi LGBTİ+ etkinlikleri de topluca yasaklanıyor. Bu uygulamaların ifade özgürlüğü ve ayrımcılık yasağını ihlal ettiği belirtiliyor. 2022'de LGBTİ+ hakları örgütleri, en az 10 Onur Yürüyüşü etkinliğinin yasaklandığını ve bu dönemde 530'dan fazla kişinin gözaltına alındığını belgeledi. 2023'te ise en az altı il ve dört ilçede süresi bir gün ile bir ay arasında değişen yasaklar uygulandı ve 224 kişi gözaltına alındı. 2024'te de yasaklar, polis müdahaleleri ve LGBTİ+ hak savunucularına yönelik itibarsızlaştırma söylemleri devam etti. Bu durum, Türkiye'de LGBTİ+ haklarının ne kadar baskı altında olduğunu gözler önüne seriyor.
Uluslararası Yükümlülükler ve Anayasa: Türkiye Ne Yapmalı?
Uluslararası Af Örgütü, devletlerin sadece barışçıl toplanma hakkına müdahale etmekten kaçınmakla kalmayıp, aynı zamanda bu hakkı etkin şekilde koruma ve kolaylaştırma yükümlülüğü altında olduğunu hatırlatıyor. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın da bu hakkı güvence altına aldığı vurgulanırken, genel yasakların orantısız, ayrımcı ve hukuk dışı olduğu belirtiliyor. Örgüt, İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkilileri, Onur Yürüyüşü etkinliklerinin özgürce gerçekleştirilmesini sağlamak ve kolluk kuvvetlerinin keyfi müdahalelerine son vermek için gerekli adımları atmaya çağırıyor.
Türkiye'deki Onur Yürüyüşü yasakları ve LGBTİ+'lara yönelik baskılar, sadece insan hakları ihlali değil, aynı zamanda Türkiye'nin uluslararası itibarını da zedeliyor. Af Örgütü'nün çağrısı, Türkiye'nin bu konuda daha duyarlı olması ve yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi için önemli bir fırsat sunuyor. Umarız yetkililer bu çağrıya kulak verir ve Türkiye, insan haklarına saygılı bir ülke olma yolunda önemli adımlar atar.