Türkiye ekonomisindeki dengesizlikler, zengin ve yoksul arasındaki uçurumu giderek derinleştiriyor. Gelir eşitsizliğinin arttığı bu dönemde, milyonlarca insan ekonomik krizle boğuşurken, ülkedeki zengin sayısının artması dikkat çekiyor. Küresel danışmanlık firması Henley&Partners'ın son araştırması, Türkiye'deki servet dağılımının çarpıcı bir resmini ortaya koyuyor.
Türkiye'deki Milyoner ve Milyarder Sayısı
Araştırmaya göre, 2024 sonu itibarıyla Türkiye'de 40 bin 200 dolar milyoneri yaşıyor. Ayrıca, 100 milyon doların üzerinde serveti bulunan 131 centi-milyoner ve 16 dolar milyarderi de bulunuyor. Ekonominin kalbi İstanbul'da ise 15 bin milyoner, 58 centi-milyoner ve 10 milyarder yaşamını sürdürüyor. Ülkede kişi başına düşen ortalama likit servetin ise 11 bin 200 dolar olduğu tespit edildi.
İsviçre merkezli banka UBS'in 2024 yılı servet raporu da bu durumu destekler nitelikte. Rapora göre, Türkiye'deki servet bir yılda TL bazında %157, dolar bazında ise %63.2'lik bir büyüme kaydetti. Dahası, Türkiye'deki dolar milyoneri sayısının 2028'e kadar %43'lük bir artışla 87 bin kişiye ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu veriler, hatalı ekonomi politikalarının küçük bir grubun servetini nasıl büyüttüğünü gözler önüne seriyor.
Dünyada Zenginlerin Yoğunlaştığı Şehirler
Henley&Partners'ın 'Dünyanın En Zengin Şehirleri 2024' raporuna göre, ABD bu alanda öne çıkıyor. New York, 818 centi-milyoner ve 66 milyarder dahil olmak üzere 384 bin 500 yüksek net servete sahip bireyle zirvede yer alıyor. İkinci sırada ise 342 bin 400 milyoner ile San Francisco ve Silikon Vadisi'ni kapsayan Bay Area bulunuyor. Son 10 yılda dolar milyoneri sayısının en hızlı büyüdüğü şehir ise %142'lik artışla Çin'den Shenzen oldu.
Ekonomik Politikaların Etkisi
Bu durum, Türkiye'deki ekonomik politikaların gelir dağılımı üzerindeki etkisini açıkça gösteriyor. Bir yandan küçük bir azınlık servetini katlarken, diğer yandan geniş halk kitleleri yoksullukla mücadele ediyor. Bu dengesizlik, sosyal adaletsizliği derinleştirerek toplumda huzursuzluğa yol açıyor. Uzmanlar, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için gelir dağılımının daha adil hale getirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Gelir eşitsizliğinin azaltılması ve daha adil bir vergi sisteminin uygulanması, Türkiye'nin ekonomik geleceği için kritik öneme sahip. Aksi takdirde, zengin ve yoksul arasındaki uçurumun daha da derinleşmesi kaçınılmaz olacak ve bu durum toplumsal sorunları beraberinde getirecektir.