İbrahim Tatlıses, Hülya Avşar'ın YouTube programında samimi açıklamalarda bulundu. Sağlık sorunlarından bahseden Tatlıses, "Hayatı bırakmam, yaşamayı seviyorum, yaşatmayı da seviyorum. Ben yaşarken birileri ölmesin. Bu herkesin başına gelebilir," dedi. Ancak programın en dikkat çekici anı, Tatlıses'in vurulduğu güne dair anlattığı ilginç detay oldu.
"Mermi Bana Değil, Aydemir'e Gelecekti"
Tatlıses, yakın dostu Aydemir Akbaş ile ilgili çarpıcı bir itirafta bulundu. "Aydemir Akbaş, 45 senelik dostumdu," diyen Tatlıses, o gün yaşananları şöyle anlattı:
"Galatasaray maçını seyrediyor, her İbo Show'da yanımda olur. O gün diyor ki 'Bir çorba içeyim.' Dönüyor çorbasını içiyor. Tam kalkıp diyor ki 'Bu akşam da gitmeyeyim.' O gelse direksiyona ben geçeceğim. Aydemir önde oturacak, mermi bana değil Aydemir'e gelecek."
Bu sözler, stüdyoda şaşkınlık yaratırken, Tatlıses'in hayatının ne kadar ince bir iplik üzerinde olduğunun da bir göstergesi oldu.
Pişmanlıkları ve Hayata Bakışı
Hayattaki en büyük pişmanlıkları sorulan İbrahim Tatlıses, "Hayatta çok değer verdiğim insanlar oldu. Onlardan karşılık görmedim. Onları Allah'a havale ettim," şeklinde konuştu. Bu sözler, Tatlıses'in geçmişte yaşadığı hayal kırıklıklarını ve olgunlaşan hayat felsefesini gözler önüne serdi.
- Değer verdiği insanlardan karşılık görememesi
- Sağlık sorunlarıyla mücadele etmesi
- Hayata tutunma çabası
Unutulmayan Saldırı
İbrahim Tatlıses, 14 Mart 2011'de "İbo Show" programının çekimlerine katıldıktan sonra asistanı Buket Çakıcı ile İstanbul'da silahlı saldırıya uğramıştı. Başının sağ tarafından vurularak ağır yaralanan Tatlıses, uzun süre tedavi görmüştü. Bu saldırı, Türkiye'yi derinden sarsmış ve sanat dünyasında büyük bir üzüntüye neden olmuştu. Bu olay, Tatlıses'in hayatında dönüm noktası olmuş ve hayata bakış açısını değiştirmişti.
İbrahim Tatlıses'in Hülya Avşar'ın programında yaptığı bu çarpıcı açıklamalar, hem geçmişe ışık tutuyor hem de Tatlıses'in hayata karşı duruşunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Özellikle Aydemir Akbaş ile ilgili itirafı, olayın vahametini ve Tatlıses'in yaşadığı travmayı daha da derinleştiriyor. Bu olay, kaderin cilvesi olarak yorumlanırken, Tatlıses'in hayata tutunma azmi ve pozitif yaklaşımı takdir topluyor.
