HAK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Yunus Değirmenci, İzmit Anıtpark'ta düzenlenen basın toplantısında 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü öncesinde önemli açıklamalarda bulundu. Kayıt dışı istihdamın sadece ekonomik bir kayıp değil, aynı zamanda bir insanlık meselesi olduğunu vurgulayan Değirmenci, bu soruna çözüm üretmek için durmaksızın çalıştıklarını ve politikalar geliştirdiklerini belirtti.
Kayıt Dışı İstihdam: Türkiye'nin Kanayan Yarası
Değirmenci, kayıt dışı istihdamın bir işçinin sosyal güvenlikten mahrum kalmasına, iş kazası geçirdiğinde hakkını arayamamasına, yaşlandığında emekli olamamasına ve geleceğini görememesine neden olduğunu söyledi. "Kısacası kayıt dışılığın olduğu yerde, ne işçi sağlığından ne iş güvenliğinden ne de adil ücretten söz edebiliriz" dedi. Resmi rakamlara göre son çeyrek asırda Türkiye’de kayıt dışı istihdam oranı yüzde 52’den yüzde 26’ya düşmüş olsa da, bu oran hala kabul edilemez seviyededir.
Özellikle tarım sektöründe ve kadınlarda kayıt dışılık oranının yüksek olduğuna dikkat çeken Değirmenci, ev hizmetlerinde çalışan kadınların büyük çoğunluğunun sosyal güvenceden yoksun kaldığını belirtti. Bu durumun sadece bireysel değil, yapısal bir sorun olduğunu vurguladı. Kayıt dışı istihdamın olduğu yerde sosyal güvenlik sisteminin zayıf olduğunu, kayıtlı çalışan işçilerin üzerindeki vergi ve prim yükünü artırdığını, devletin vergi ve prim gelirlerini azalttığını ve gelir adaletsizliğini derinleştirdiğini ifade etti.
Sendikalaşma Neden Önemli?
Değirmenci, sendikalı olmanın yalnızca bir hak değil, aynı zamanda kayıt dışı istihdama karşı bir sigorta olduğunu belirterek, "Sendikalı olmak, sadece toplu sözleşme yapmak değil, iş kazalarını önlemek, işçinin hakkını aramasını kolaylaştırmak, güvenceli gelecek demektir" dedi. Ancak Türkiye'de 16 milyon 800 bin işçiden sadece 2,5 milyonunun sendika üyesi olduğunu ve sendikalaşma oranının yüzde 14,97 olduğunu vurguladı. Bu durumun değişmesi gerektiğini ve sendikalaşmanın teşvik edilmesi gerektiğini belirtti.
HAK-İŞ olarak bu sorunlara çözüm üretmek için var güçleriyle çalıştıklarını ve politikalar geliştirdiklerini ifade eden Değirmenci, şu çözüm önerilerini sundu:
- Sendikal örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalıdır.
- Sendikalı iş yerlerine ilave teşvikler sağlanmalıdır.
- Yetki tespiti davaları hızlandırılmalıdır.
- İşe iade hakkı, etkin bir şekilde uygulanmalıdır.
- Kayıt dışı çalışmanın yoğun olduğu sektörlerde özel denetim mekanizmaları kurulmalıdır.
- Ev hizmetlerinde çalışanlar sosyal güvenlik kapsamına alınmalıdır.
- Vergi sisteminde adalet sağlanmalıdır.
- Aile bireyleri ve çocuk sayısı dikkate alınarak, adil bir vergi dilimi oluşturulmalıdır.
- Hayat pahalılığına ve yüksek enflasyona karşı önlemler artırılmalıdır.
- Aile bireylerine bakım veren kişiler de, sosyal güvenlik sistemine dahil edilmelidir.
- Kadınlar ve engelliler gibi dezavantajlı kesimlerin iş gücü piyasasına katılımları artırılmalıdır.
- Eğitim ve istihdam arasındaki bağ güçlendirilmelidir.
- Tüm emekçilerimiz için daha fazla iş güvencesi sağlanmalıdır.
Çözüm Önerileri ve Gelecek Beklentileri
Değirmenci, örgütlenme özgürlüğü ve kayıtlı istihdamın daha güçlü bir ekonomi, daha huzurlu bir toplum ve daha adil bir gelecek için vazgeçilmez olduğunun altını çizdi. Kayıt dışı ile mücadelenin yalnızca denetimle değil, örgütlü toplumla, sosyal politikalarla ve adil vergi sistemleriyle mümkün olduğunu vurguladı. Sendikaların, çalışanların sorunlarını çözmek ve daha iyi koşullar için mücadele etmek amacıyla var olduğunu ve aynı zamanda toplumun tümünün refahı için çalıştığını belirtti.
HAK-İŞ'in bu açıklamaları, kayıt dışı istihdamla mücadelede önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Sendikalaşmanın teşvik edilmesi, sosyal güvenlik sisteminin güçlendirilmesi ve adil vergi politikalarının uygulanmasıyla, kayıt dışı istihdamın azaltılması ve işçilerin haklarının korunması mümkün olabilir. Unutulmamalıdır ki, güvenceli bir gelecek ancak kayıtlı ve örgütlü bir çalışma hayatıyla inşa edilebilir.