Merkez Bankası'nın (TCMB) bugün gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı öncesinde gözler faiz kararına çevrildi. Ekonomistler, örtülü faiz artışlarının piyasalarda güven kaybına yol açtığını ve ekonomide yavaşlamaya neden olabileceğini belirtiyor. Peki, Merkez Bankası nasıl bir karar alacak ve bu kararın piyasalara etkisi ne olacak?
Ekonomistlerden Kritik Uyarılar
Ekonomistler, Merkez Bankası'nın "faizi artırmamış gibi görünmek" adına örtülü faiz artışlarına gitmesinin doğru olmadığını savunuyor. Bu tür uygulamaların piyasa güvenini zedelediğini ve enflasyonla mücadeleyi zorlaştırdığını vurguluyorlar. Merkez Bankası'nın eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, TCMB'nin önünde iki seçenek olduğunu belirtiyor:
- Hiçbir şey yapmamak ve ileride daha sert tedbirler almak zorunda kalmak.
- Politika faizini fiili faiz olan %46 civarına çekip, üst bandın esnekliğini korumak.
Kara, her iki durumda da ekonominin yavaşlayacağını ancak ikinci seçenekte bu yavaşlamanın daha az olacağını ifade ediyor.
Gizli Faiz Artışları Güveni Zedeliyor Mu?
İktisatçı Mahfi Eğilmez ise 19 Mart sonrası piyasalarda oluşan dalgalanmanın önüne geçmek amacıyla devreye alınan gecelik borç verme uygulamasından vazgeçilmesi gerektiğini savunuyor. Eğilmez, gizli faiz artırımlarının piyasa güvenini zedelediğini belirterek şunları söylüyor:
Yapılacak şey; haftalık repo ihalesi yoluyla borç verme yöntemine dönerek bunun faizini yüzde 46'ya çıkarmaktır. Faizi artırmamış gibi görünmek uğruna geçmişte sıkça yapıldığı gibi politika faizi bazını değiştirmek, itibar kaybı yaratmak suretiyle, enflasyonun düşeceğine olan inancın yitirilmesine yol açıyor.
Türkiye Faiz Liginde Zirvede mi?
19 Mart tarihinde yaşanan gelişmelerin ardından TCMB'nin attığı adımlarla birlikte iki yıl vadeli gösterge tahvilin bileşik faizi %48.70 seviyesine yükseldi. Bu oranla Türkiye, Mısır, Nijerya, Pakistan gibi birçok ülkeyi geride bırakarak faiz liginde üst sıralarda yer alıyor. EastCapital Stratejisti Emre Akçakmak, Türkiye'nin "düşük faiz oranı söyleminin yüksek getiri gerçekliğiyle buluştuğu yer" olduğunu belirtiyor.
Bahçeşehir Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hakkı Öztürk de 10 yıllık devlet tahvili faizinin %34.8 ile son 15 yılın en yüksek seviyesine çıktığını ifade ederek, "Faizleri düşürmek isterken yerli ve milli faiz artışı" yorumunu yapıyor.
Merkez Bankası'nın faiz kararı ve ekonomistlerin uyarıları, Türkiye ekonomisinin geleceği açısından büyük önem taşıyor. Örtülü faiz artışlarının piyasalarda yarattığı güvensizlik ortamının nasıl giderileceği ve enflasyonla mücadelede nasıl bir yol izleneceği merak konusu. Alınacak kararların, yatırımcıların güvenini yeniden kazanmaya ve ekonomik istikrarı sağlamaya yönelik olması bekleniyor.