Üniversiteyi bitirme heyecanı yerini kısa sürede işsizlik ve belirsizliğin yarattığı karamsarlığa bırakıyor. Gençler, uzun ve zorlu bir eğitim sürecinin ardından karşılaştıkları bu durum karşısında ruhsal olarak çöküş yaşıyor. Psikiyatristler, işsizliğin sürekliliğinin yalnızlık ve çaresizlik duygularını tetikleyerek depresyona zemin hazırladığı konusunda uyarıyor. Peki, mezuniyet sonrası işsizlik gençlerin ruh sağlığını nasıl etkiliyor? İşte detaylar...
İşsizlik ve Depresyon Arasındaki İlişki
Psikiyatrist Hande Gazey, işsizliğin gençlerde yarattığı psikolojik etkileri değerlendirirken, "İşsizliğin sürekliliği, yalnızlık ve çaresizlik depresyonu tetikliyor. Gençler, gelecek kaygısı, ekonomik zorluklar ve sosyal izolasyon gibi faktörlerin etkisiyle depresyona daha yatkın hale geliyor" ifadelerini kullandı. Üniversite mezunu birçok genç, hayallerini kurdukları kariyerlerine ulaşmak yerine, işsizlikle mücadele etmek zorunda kalıyor. Bu durum, özgüven kaybına, motivasyon eksikliğine ve umutsuzluğa yol açabiliyor.
İşsiz kalan gençler arasında yapılan araştırmalar, bu kişilerin daha sık kaygı bozukluğu, uyku sorunları ve yeme bozuklukları yaşadığını gösteriyor. Ayrıca, işsizlik süresinin uzamasıyla birlikte intihar düşüncelerinin de arttığı gözlemleniyor. Gençler, ailelerine yük olma düşüncesiyle de ayrıca bir baskı hissediyor ve bu durum ruh sağlıklarını olumsuz etkiliyor.
İşsizliğin psikolojik etkileriyle başa çıkmak için uzmanlar, gençlere sosyal destek ağlarını güçlendirmelerini, hobilerine zaman ayırmalarını ve profesyonel yardım almaktan çekinmemelerini öneriyor. Ayrıca, devletin ve sivil toplum kuruluşlarının gençlere yönelik istihdam projeleri ve psikolojik destek hizmetleri sunması da büyük önem taşıyor.
Gençlerin Feryadı: "Üniversite Öğrencilerinden Bile Yoksuluz"
İşsizlikle mücadele eden gençler, yaşadıkları zorlukları dile getirirken, "Üniversite öğrencilerinden bile yoksuluz. Ailemizden destek almadan geçinemiyoruz. Geleceğe dair hiçbir umudumuz kalmadı" şeklinde konuşuyor. Gençler, eğitim masrafları için çektikleri kredileri ödemekte zorlanırken, bir yandan da iş bulma umutlarını yitiriyor. Bu durum, gençlerin topluma olan güvenini sarsıyor ve sosyal uyumlarını zorlaştırıyor.
Birçok genç, iş başvurularından sürekli olarak olumsuz yanıt almak, mülakatlarda başarısız olmak veya deneyimsizlik gerekçesiyle reddedilmek gibi durumlarla karşılaşıyor. Bu durum, gençlerin özgüvenini zedeliyor ve motivasyonlarını düşürüyor. Ayrıca, iş arama sürecindeki belirsizlik ve rekabet ortamı da gençlerin stres düzeyini artırıyor.
- Stres ve Kaygı: İş bulma baskısı, finansal sorunlar ve gelecek kaygısı gençlerde yoğun stres ve kaygıya neden oluyor.
- Özgüven Kaybı: Sürekli reddedilme, gençlerin kendilerine olan inancını azaltıyor ve özgüvenlerini zedeliyor.
- Sosyal İzolasyon: İşsizlik, gençlerin sosyal aktivitelere katılmasını engelliyor ve sosyal ilişkilerini zayıflatıyor.
- Umutsuzluk: Geleceğe dair belirsizlik, gençlerde umutsuzluk ve karamsarlık duygularını artırıyor.
Çözüm Önerileri ve Beklentiler
Gençlerin işsizlik sorununa çözüm bulunması için devletin ve özel sektörün işbirliği yapması gerekiyor. Gençlere yönelik staj programları, mesleki eğitimler ve istihdam teşvikleri artırılmalı. Ayrıca, gençlerin girişimcilik ruhunu desteklemek için de çeşitli projeler hayata geçirilmeli. Gençler, geleceğe umutla bakabilmek için devletten ve toplumdan destek bekliyor.
İşsizlik, sadece gençlerin değil, tüm toplumun sorunu. Bu nedenle, işsizlikle mücadele etmek için ortak bir çaba gösterilmesi gerekiyor. Gençlerin potansiyelini değerlendirmek ve onlara fırsat vermek, Türkiye'nin geleceği için büyük önem taşıyor. Unutulmamalıdır ki, mutlu ve umutlu gençler, güçlü bir Türkiye demektir.