Küresel piyasalar, ABD Başkanı Donald Trump'ın sık değişen tarife politikaları ve ABD ile Çin arasındaki gerilimin tırmanmasıyla karışık bir seyir izliyor. Yatırımcılar, bu belirsizlik ortamında karar almakta zorlanırken, risk algısı da yüksek seviyede seyrediyor. Peki, bu durum yatırımcılar için ne anlama geliyor ve hangi stratejiler izlenmeli?
Tarife Savaşları ve Enflasyonun Gölgesinde Piyasalar
ABD yönetiminin tarifelere ilişkin adımları ve bunların ekonomi üzerindeki olası etkileri, piyasalarda en büyük belirsizlik kaynağı olmaya devam ediyor. Trump'ın, bazı ticaret ortaklarına yönelik tarifeleri askıya almasına rağmen, Çin ile "tarife düellosu"nu sürdürmesi, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki restleşmenin nereye varacağına dair soru işaretlerini derinleştiriyor. Dünya genelinde enflasyonla mücadele devam ederken, tarifelerin küresel büyümeyi baskılaması ve durgunluk endişelerini artırması, yatırımcıları güvenli liman arayışına yöneltiyor.
Analistler, Trump'ın, Çin hariç diğer ticaret ortakları için ek tarifeleri ertelemesiyle resesyon endişelerinin hafiflediğini ancak sona ermediğini belirtiyor. ABD'de enflasyonda yavaşlama olmasına karşın tarifelerin etkilerinin daha sonra görülebileceğini aktaran analistler, nisan ayına ilişkin enflasyonun hızlanabileceğine dair öngörülerin öne çıktığını kaydediyor. Bu durum, özellikle gelişmekte olan ülke piyasalarında dalgalanmalara neden olabilir.
Beyaz Saray, Çin'e uygulanacak tarife oranının fentanil krizi dolayısıyla uygulananlar dahil edildiğinde yüzde 145'e ulaştığını bildirdi. Trump ise kabine toplantısında, Çin'in uzun süre gümrük tarifeleri dolayısıyla ABD'den çok faydalandığını öne sürerek, "Çin ile ne olacağını göreceğiz, (onlarla) bir anlaşma yapabilmeyi çok isteriz." dedi. Bu açıklamalar, piyasalarda belirsizliğin devam edeceğine işaret ediyor.
Merkez Bankalarının Rolü ve Beklentiler
ABD'nin tarife adımlarının ülkede enflasyonist baskıları canlandıracağına dair endişeler hala devam ederken, ABD'de açıklanan veriler enflasyonun hız kesmeye devam ettiğini gösterdi. Buna göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), martta aylık bazda yüzde 0,1 azalırken, yıllık bazda ise yüzde 2,4 ile beklentilerin altında gerçekleşti. Böylelikle, Mayıs 2020'den bu yana ilk kez TÜFE'de aylık bazda azalış görüldü.
ABD Merkez Bankası (Fed) yetkililerinin de açıklamaları yakından takip ediliyor. Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, tarifelerin stagflasyonist bir şok olduğunu, Fed'in fiyat istikrarı ve maksimum istihdam hedeflerini karşı karşıya getirdiğini ifade etti. Dallas Fed Başkanı Lorie Logan, beklenenden daha yüksek tarifelerin büyük olasılıkla hem işsizliği hem de enflasyonu artıracağını aktarırken, Boston Fed Başkanı Susan Collins da büyük gümrük vergilerinin yakın vadede enflasyonu kesin yükselteceğini ve büyümeyi baskılayacağını söyledi.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in yılın ilk faiz indirimi haziran ayında yapacağına ilişkin tahminler güçlenirken, Bankanın yıl genelinde toplamda 4 faiz indirimine gideceği fiyatlanıyor. Bu gelişmeler ışığında ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,44'e yükselirken, 2 yıllık ve 5 yıllık tahvil faizlerinde gerileme oldu.
Yatırımcılar İçin Stratejiler ve Öneriler
Bu belirsizlik ortamında yatırımcıların dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar bulunmaktadır:
- Risk Yönetimi: Portföyünüzü çeşitlendirerek riskinizi dağıtın.
- Uzun Vadeli Yatırım: Kısa vadeli dalgalanmalardan etkilenmemek için uzun vadeli yatırım stratejileri belirleyin.
- Güvenli Limanlar: Altın, İsviçre Frangı gibi güvenli liman olarak görülen varlıklara yönelebilirsiniz.
- Merkez Bankası Takibi: Merkez bankalarının açıklamalarını ve faiz kararlarını yakından takip edin.
- Profesyonel Destek: Bir finans uzmanından destek alarak kişiselleştirilmiş yatırım stratejileri oluşturun.
Küresel piyasalardaki bu karmaşık durum, yatırımcılar için hem riskler hem de fırsatlar sunuyor. Doğru stratejilerle hareket ederek, bu dalgalanmalardan en iyi şekilde yararlanmak mümkün. Ancak, aceleci kararlar vermeden önce detaylı bir araştırma yapmak ve uzman görüşü almak büyük önem taşıyor.
