İran-İsrail Gerilimi: Türkiye'nin Dengeleyici Rolü Ne Olacak?
Ekonomi

İran-İsrail Gerilimi: Türkiye'nin Dengeleyici Rolü Ne Olacak?


18 June 20255 dk okuma13 görüntülenmeSon güncelleme: 18 June 2025

Son günlerde dünya gündemini meşgul eden İran-İsrail gerginliği, aslında derin jeopolitik anlamlar barındırıyor. Bu gerilim, sadece iki ülke arasındaki bir sorun olmanın ötesinde, küresel güç dengelerini de etkileyebilecek potansiyele sahip. Peki, bu karmaşık denklemde Türkiye'nin rolü ne olacak?

Yeni Soğuk Savaş mı?

21. yüzyılın ilk çeyreğinde, Soğuk Savaş dönemindeki 'vekalet savaşları'nın tarz ve seviye değiştirdiği bir döneme giriyoruz. Artık yerel veya bölgesel güçler yerine, doğrudan dünya güç merkezleri arasında çatışmalar yaşanabilir. İran-İsrail gerginliği de bu bağlamda, bir tarafta ABD-Birleşik Krallık-AB, diğer tarafta Çin-Rusya arasındaki bir gerilim olarak okunabilir.

ABD, İngiltere ve AB'nin İsrail'e açık desteği dikkat çekici. İran'a yönelik sürekli uyarılar yapılırken, İsrail'in uluslararası hukuku ihlal ederek saldırdığı gerçeği göz ardı ediliyor gibi. Çin ve Rusya'nın İran'a desteği ise daha karmaşık bir durumda.

Çin'in Orta Doğu Stratejisi Tehlikede mi?

Çin, Orta Doğu'da ciddi yatırımlar yapmış durumda. İran'daki 400 milyar dolarlık yatırım hamlesi ve 25 yıllık anlaşma çerçevesindeki büyük projelerin geleceği belirsizliğe sürükleniyor. Gerginliğin tırmanmasıyla Hürmüz Boğazı'ndaki gemi trafiğinin aksaması ve İran'ın petrol üretiminin azalması, Çin'in petrol ithalatını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, bu durum Çin'in Pakistan ve İran üzerinden geçen 'kuşak-yol' projesini de zorlayabilir.

Çin, İran'a verdiği desteğin dengesini kaçırırsa, daha kapsamlı yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir. Bu riskin de göz ardı edilmemesi gerekiyor.

Türkiye: Dengeleyici Güç ve İstikrar Ekseni

Türkiye, Avrasya'nın yükselen gücü olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde iki önemli özellikle öne çıkıyor: dengeleyici güç merkezi ve istikrar ekseni. Türkiye, dünyayı yeni bir savaşa sürüklemek isteyenlerin farkında ve bu nedenle Avrasya'daki tüm ülkelerle ilişkilerini derinleştirerek, kalıcı barış ve istikrarın tüm bölgenin yararına olacağını savunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yoğun telefon diplomasisi, Türkiye'nin 'istikrar ekseni' rolünü uluslararası siyasete taşıyor. Türkiye'nin bu süreçteki yapıcı tutumu, bölgedeki gerginliğin azaltılması ve istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşıyor.

Türkiye'nin bu hassas süreçteki dengeleyici rolü, bölgedeki tüm aktörler için hayati önem taşıyor. Türkiye'nin yapıcı ve barışçıl yaklaşımı, bölgenin geleceği için umut vaat ediyor. Türkiye'nin bu rolü ne kadar başarılı bir şekilde sürdüreceği, bölgenin kaderini belirleyecek önemli bir faktör olacak.