Ekonomide Kritik Dönemeç: Stok, Cari Denge ve Gelecek Hedefleri!
Ekonomi

Ekonomide Kritik Dönemeç: Stok, Cari Denge ve Gelecek Hedefleri!


10 June 20255 dk okuma20 görüntülenmeSon güncelleme: 11 June 2025

İç ve dış gelişmelerin yoğunlaştığı bu dönemde, ekonomiye dair konuların gündemden düşmemesi gerekiyor. Sadece anlık beklenti ve ihtiyaçları yönetmek değil, aynı zamanda kalıcı ve sürdürülebilir büyüme, katma değerli rekabetçi üretim, istihdam artışı ve gelir dağılımında iyileşme de hedeflenmeli. Türkiye'de şu anda hassas bir denge üzerinde ilerleyen bir program uygulanıyor. Bu program, kalıcı fiyat istikrarına odaklanarak toplumun sabırlı olması gerektiği mesajını veriyor.

Enflasyon ve Veri Güvenilirliği

Enflasyonla mücadelede gelinen nokta önemli fedakarlıkların sonucu olsa da, rakamların güvenirliği konusundaki olumsuz algının giderilmesi gerekiyor. TÜİK'in verilerinin doğruluğu üzerindeki şüphelerin ortadan kaldırılması için şeffaf bir süreç yürütülmeli. Veri olmadan doğru kararlar alınamaz. TÜİK, Türkiye'nin ekonomik anlamda gören gözü ve erken uyarı sistemidir. Kurumsal itibarını korumak adına her türlü saldırıya karşı önlem alınmalıdır.

Hayat Pahalılığı ve Gelir Düzeyi

Enflasyon düşse bile, fiyat artışları devam ettiği için hayat pahalılığı önemli bir sorun olarak kalmaya devam ediyor. Hane halklarının gelir düzeyindeki azalma, genel bir şikayet konusu. Programın temelini bozmadan, dar ve sabit gelirliler için düzeltici tedbirler alınabilir. Bu amaçla, tasarruf paketi güncellenmeli ve transfer harcamaları gelir gruplarına göre kademelendirilerek mali iyileştirmeler yapılmalı.

KOBİ'ler ve Finansmana Erişim

Ekonomide büyüme hızı yavaşlarken, krediye erişim kronik bir sorun olarak devam ediyor. Reel sektör için seçici finansal paketler yerine, şeffaf bir şekilde sektörel ve bölgesel destekler açıklanmalı. KOBİ'lerin bilançolarındaki sorunlara çözüm bulunmalı ve vergi yükümlülükleri ile destek paketleri kurumsallaşmayı teşvik edecek şekilde düzenlenmeli. Kredi Garanti Fonu ve Kısa Çalışma Ödeneği gibi imkanlar, piyasadan gelen sinyallere göre hızla devreye alınmalı. Üretimini azaltan, tesis kapatan veya işçi çıkaran işletmeler değerlendirilmeli ve özellikle yüksek teknoloji ile çalışan ihracatçılar ile emek yoğun firmalara özel çözümler sunulmalı.

Konkordato ilan şartları gözden geçirilmeli ve firmalar arası birleşme ve devralmalar teşvik edilmeli. Bürokrasinin sadeleştirilmesi de kritik bir öneme sahip. Bakanlık veya bürokrat bazlı yorum ve takdir yetkisi sınırlandırılmalı, işleri ağırdan alma alışkanlığına son verilmeli. Ticari davalara özgü ihtisas mahkemeleri ve hızlı sonuç alma güvencesi güçlendirilmeli.

Sonuç olarak, sanayiye özgü bir zirve düzenlenerek, önde gelen sanayi odaları ve iş insanları Cumhurbaşkanı ile bir araya gelmeli ve sorunlar eldivensiz bir şekilde konuşulmalıdır. Bu tür toplantılarda alınacak kararlar, ekonomiye moral ve motivasyon sağlayacaktır. Türkiye ekonomisinin geleceği için atılacak adımlar, bu tür diyaloglarla daha sağlam temellere oturtulabilir.