Stellantis Pro One ve Iveco, Avrupa pazarında tamamen elektrikli hafif ticari araçların ticarileştirilmesi için önemli bir iş birliği duyurdu. Bu iş birliği, iki şirketin sürdürülebilir mobiliteye yönelik adımlarını hızlandırmasını sağlayacak.
Stellantis Pro One ve Iveco'nun Yeni İş Birliği
Stellantis Pro One, Iveco markası altında Avrupa pazarına sunulacak iki adet tamamen elektrikli hafif ticari araç (HTA) üretecek. Bu araçlar, toplam brüt ağırlığı 2,8 ile 4,25 ton arasında değişen orta ve büyük van platformlarına dayanacak. İş birliği kapsamında, Stellantis Pro One'un İtalya, Polonya ve Fransa'daki fabrikalarında üretilecek araçlar, Iveco Group tarafından Avrupa genelinde dağıtılacak.
Elektrikli Araçların Avantajları
Iveco Group Kamyon İş Birimi Başkanı Luca Sra, bu iş birliğiyle ilgili yaptığı açıklamada, "Hafif Ticari Araç ürün gamımıza iki yenilikçi ve çok yönlü batarya elektrikli araç ekleyerek rekabet gücümüzü artırmaktan heyecan duyuyoruz" dedi. Sra, bu ortaklığın özellikle son kilometre lojistik işlerinde Avrupa müşterilerine büyük fayda sağlayacağını vurguladı.
Stellantis Genişletilmiş Avrupa Operasyon Direktörü Jean Philippe Imparato ise, "Operasyonel mükemmelliğimiz ve ürünlerimizin kalitesi sayesinde Avrupa HTA pazarında lider konumdayız. Bu iş birliği, çevreyi koruma ve emisyonları azaltma hedeflerimize de katkı sağlayacak" ifadelerini kullandı.
Geleceğe Yönelik Planlar
İki şirket, 2026 ortalarında piyasaya sürülmesi planlanan yeni modeller için 10 yıllık bir teslimat süreci öngörüyor. Bu iş birliği, ticari araç sektöründe sürdürülebilir mobiliteye geçişi hızlandırmayı hedefliyor. Iveco'nun Stellantis Pro One'ı ortak olarak seçmesindeki temel neden, şirketin karbondioksit emisyonlarını azaltma konusundaki uzmanlığı ve taahhüdü oldu.
- Stellantis Pro One, İtalya, Polonya ve Fransa'daki fabrikalarda üretim yapacak.
- Iveco, araçları Avrupa genelinde yetkili satıcı ve servis kanalları aracılığıyla dağıtacak.
- Yeni elektrikli araçlar, 2,8 ila 4,25 ton arasında brüt ağırlığa sahip olacak.
Bu iş birliği, hem çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesine hem de Avrupa'nın elektrikli araç pazarındaki rekabet gücünün artırılmasına önemli bir katkı sağlayacak.