08 Nisan 2025 Salı

Neo-Faşist Küreselleşme: Dünya Yeni Bir Yola Mı Giriyor?

1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla yayılan neoliberalizm, Fukuyama tarafından "tarihin sonu" olarak ilan edilmişti. Ancak bugün, tarihin devam ettiği ve küreselleşmenin yeni bir yöne evrildiği görülüyor. Bu evrilmeyi "neo-faşist küreselleşme" olarak adlandırabiliriz.

Neo-Faşist Küreselleşmenin Yükselişi

Neoliberalizmin gerilemesi, ülkelerin kendi pazarlarını koruma eğilimi ve gümrük duvarlarının yükselmesi, küreselleşmenin eski coşkusundan uzaklaştığını gösteriyor. Ekolojik yıkım, demografik krizler ve siyasi çatışmalar, küresel kapitalizmi bir kırılma noktasına getirmiş durumda. Antropologlar Nancy Lindisfarne ve Jonathan Neale, Trump ve Putin'in aynı yolun yolcusu olduğunu belirtirken, aşırı sağcı ırkçıların küresel ittifakının yükselişine dikkat çekiyorlar. Bu ittifak, Hindistan'dan İsrail'e, Almanya'dan Arjantin'e kadar birçok ülkede kitleleri etkiliyor. Lindisfarne ve Neale'e göre:

“Trump ve Putin, birbiriyle müzakere içinde olan iki karşı taraf değiller. Onlar aynı taraftalar. Her ikisi de aşırı sağcı ırkçıların küresel ittifakının en önemli liderleri."

Krizler ve Dönüşümler

1990'lardan 2020'lere gelinen süreçte, neoliberal küreselleşmenin sorunları ilk olarak Ortadoğu ve Balkanlar'daki krizlerle ortaya çıktı. 11 Eylül saldırıları, küresel kapitalizmin merkezine yönelik bir darbe oldu. 2008 mali krizi, ulus-devletlerin önemini artırdı. Suriye krizi, Ukrayna savaşı ve İsrail-Filistin çatışması gibi olaylar, dünyanın çok kutuplu ve kaotik bir hale geldiğini gösteriyor. Bu durum, neoliberal küreselleşmenin iflasını belgeliyor.

Kapitalosen Çağı ve Gelecek Belirsizliği

İnsanlığın yeryüzünü bir kanser hücresine dönüştürdüğü "Kapitalosen Çağı"nda, Fukuyama'nın liberal demokrasisine yer yok. Kitleler, otokratik ve faşizan siyasi reçetelere yöneliyor. ABD'den Rusya'ya, Hindistan'dan Arjantin'e kadar birçok ülkede benzer liderler yükseliyor ve dayanışma içinde hareket ediyorlar. Örneğin, Fransa'da yargılanan Marie Le Pen'e Trump ve Elon Musk gibi isimler destek veriyor.

Küresel kapitalizmin neo-faşist bir yörüngede ilerlediği bu dönemde, anti-faşist bir küresel direnç ve dayanışma bloğunun da oluştuğu söylenebilir. Bu blok, neo-faşist küreselleşmenin olumsuz etkilerine karşı bir umut ışığı olabilir.

İlgili Haberler