Erdoğan'ın Yeniden Seçilmesi mi, Yeni Çözüm Süreci mi? Kritik Soru!
Bilim & Teknoloji

Erdoğan'ın Yeniden Seçilmesi mi, Yeni Çözüm Süreci mi? Kritik Soru!


28 May 20255 dk okuma28 görüntülenmeSon güncelleme: 30 May 2025

Türkiye siyaseti, 2024 yılında kritik bir dönemeçte. Bir yanda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden seçilme hedefi, diğer yanda ise Kürt sorununun çözümü için yeni bir çözüm süreci beklentisi. Bu iki önemli konu, siyasi arenada derin tartışmalara yol açarken, tarafların pozisyonları da merak konusu oluyor.

Siyasi Arenada Kritik İkilem

Siyasi analistlere göre, Erdoğan'ın yeniden seçilmesi ve yeni bir çözüm sürecinin eş zamanlı olarak yürütülmesi mümkün görünmüyor. Bu durum, siyasi partiler arasında bir saflaşmaya neden olurken, sorunun çözümüne yönelik farklı yaklaşımlar da ortaya çıkıyor. Özellikle DEM Parti'nin tutumu, sürecin seyrini belirleyecek önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor.

Son dönemde yaşanan gelişmeler, bu ikilemi daha da belirgin hale getiriyor. CHP'nin kurultay iptaline yönelik soruşturma, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik operasyonlar, Suriye ve Irak'taki gelişmeler, Trump'ın "dostluğu" gibi konular, siyasi atmosferi gerginleştiriyor. Tüm bu gelişmelerin odağında ise Erdoğan'ın yeniden seçilme hedefi yer alıyor.

Çözüm Süreci mi, Anayasa Değişikliği mi?

Eğer 1978'de kurulan PKK'nın 2025'te silah bırakıp kendini feshetmesi ve arkasından gelecek demokratikleşme adımları daha önemli diyorsanız, "hayır efendim, Erdoğan'ın yeniden seçilebilmesi için Anayasa değişikliği yapılması daha önemlidir" diyenlerle bir kavga içindesinizdir demektir. Erdoğan yeniden seçilmek zorunda. Üstelik sadece 3 yıl sonraki seçimler için yapması gereken bir anayasa değişikliği söz konusu değil, Erdoğan bu 3 yılı da ayakta tamamlamak zorunda. Bunun için de baskının dozunu her geçen gün artırıyor. Peki tablo buyken “çözüm” nasıl gerçekleşecek? “Demokratikleşme” nasıl gerçekleşecek?

DEM Parti'nin anayasa değişikliği konusundaki tutumu da merakla bekleniyor. DEM'li yöneticiler, demokratikleşmenin bu süreç için olmazsa olmaz olduğunu vurgularken, Medyascope'da Ruşen Çakır'ın sorusuna Meral Danış Beştaş'ın verdiği yanıt dikkat çekiyor: ''Anayasa değişikliği Erdoğan'la yapılmıyor. TBMM anayasa değişikliği çalışmalarını yapar. Sonuçta Cumhurbaşkanı o masada değil”.

AKP'nin Geleceği ve Erdoğan'ın Rolü

Gelinen noktada DEM Parti’nin açıktan “anayasa değişikliğinde yokuz” demediğini görüyoruz. Ancak DEM’li yöneticiler sık sık demokratikleşmenin bu süreç için olmazsa olmaz olduğunu vurguluyorlar. Ancak Medyascope’da Ruşen Çakır’ın “Özgür Özel Erdoğan’la menemen bile yapmam ne anayasası dedi, siz ne diyorsunuz” sorusuna Meral Danış Beştaş, ''Anayasa değişikliği Erdoğan'la yapılmıyor. TBMM anayasa değişikliği çalışmalarını yapar. Sonuçta Cumhurbaşkanı o masada değil” demesi de dikkat çekici. Başlığa geri dönersek; kitlelere anlatacak yeni bir hikayesi olmayan AKP esasında ömrünü tamamlamış bir siyasal hareket. Erdoğansız bir AKP’nin hayatta kalamayacağı da bir gerçek. Buna rağmen Türkiye’nin güncel siyasetine dair, Erdoğan için olmazsa olmaz tek şeyin yeniden seçilmek olduğunu göz ardı edilerek yapılacak her değerlendirme, eğer siyasal körlükten kaynaklanmıyorsa, başka sinsi hesaplardan kaynaklanıyor demektir.

Sonuç olarak, Türkiye siyaseti, Erdoğan'ın yeniden seçilme hedefi ve Kürt sorununun çözümü için yeni bir çözüm süreci beklentisi arasında sıkışmış durumda. Bu iki önemli konu, siyasi arenada derin tartışmalara yol açarken, tarafların pozisyonları ve atılacak adımlar, Türkiye'nin geleceği açısından büyük önem taşıyor.