Yusuf Kaplan'dan Şok Darbe İddiası: Alarm Zilleri Çalıyor!
Aktüel

Yusuf Kaplan'dan Şok Darbe İddiası: Alarm Zilleri Çalıyor!


26 May 20255 dk okuma77 görüntülenmeSon güncelleme: 29 June 2025

Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, Türkiye'de darbe hazırlığı olduğu iddiasıyla gündeme bomba gibi düştü. Kaplan, bugünkü yazısında "Hem fiîlî darbe hem de zihnî darbe için gerekli önlemleri acilen almalıyız" ifadelerini kullanarak dikkatleri üzerine çekti. Peki, bu iddiaların arkasında yatan sebepler neler? Türkiye gerçekten bir darbe tehlikesiyle mi karşı karşıya?

Kaplan'dan Kritik Uyarılar

Yusuf Kaplan, dünkü köşe yazısında "Türkiye'de bir darbe hazırlığı mı var?" sorusunu sorarak kamuoyunu şoke etmişti. Kaplan, Kara Harp Okulu Mezuniyet töreninde kılıç çatarak 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' diyen teğmenler olayını ve TSK içindeki FETÖ yapılanmasıyla ilgili iddiaları gerekçe göstererek, "Alarm zilleri çalıyor! Türkiye, darbeye açık bir ülke. Askerî darbe de olabilir bu, iktisadî darbe de" ifadelerini kullandı. Kaplan'ın bu açıklamaları, Türkiye'nin yakın geçmişte yaşadığı travmatik olayları hatırlatarak endişeleri artırdı.

Kaplan, "Darbe hazırlığı mı var? (2)" başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi:

  • "Birkaç ay önce orduda subaylar, laiklik / Kemalizm adına kılıç sallayarak yemin ettiler! Derhal orduyla ilişkilerinin kesilmesi gerekir'di bu tiplerin."
  • "Darbeyi subaylar kışkırtıyor, komutanlar da harekete geçiyor, unutmayalım bunu!"
  • "Geçtiğimiz hafta sonuna doğru ordudaki FETÖ'cülere karşı geniş kapsamlı bir operasyon yapıldı. Yapılan resmî açıklamada, 'el'an ordu içindeki FETÖ'cü oranı, 15 Temmuz'da darbeye destek veren FETÖ'cü oranından daha fazladır' denildi."

Bu açıklamalar, Türkiye'nin iç güvenlik yapısının ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne seriyor. Kaplan'ın vurguladığı gibi, ordu içindeki FETÖ yapılanmasının hala devam ediyor olması, Türkiye için ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Türkiye Neden Darbelere Açık Bir Ülke?

Kaplan'a göre, Türkiye'nin darbelere açık bir ülke olmasının temel nedeni, "iplerin" bu ülkenin has çocuklarının elinde olmaması. Kaplan, 28 Şubat sürecinden sonra yaşananları hatırlatarak, Türkiye'nin her tür darbeye açık olduğunu belirtiyor. Bu darbelerin sadece askeri darbelerle sınırlı olmadığını, iktisadi darbeler, yabancı vakıflar tarafından fonlanan STK'lar üzerinden yürürlüğe konulan kültürel / ideolojik çökertme operasyonlarını da içerdiğini vurguluyor.

Kaplan, en büyük darbenin ise ülkenin en iyi üniversitelerinde ülkenin kültürünü, değerlerini, medeniyet ruhunu inkâr eden, böylelikle ülkenin altını oyan mankurtlaşmış kuşaklar yetiştirerek yapıldığını ifade ediyor. Bu durum, Türkiye'nin geleceği açısından büyük bir tehlike arz ediyor.

Geleceği Kurtarmak İçin Ne Yapmalı?

Yusuf Kaplan, yazısını silkeleyici dört tespitle bitiriyor:

  • Sultan Abdülhamid'in açtığı okullardan yetişen birinci kuşak Abdülhamid'i tahttan indirdi.
  • Sultan Abdülhamid'in açtığı okullardan yetişen ikinci kuşak Osmanlı'yı tarihten sildi.
  • 28 Şubat'tan sonra yetişen birinci kuşak Türkiye'yi terkediyor…
  • 28 Şubat'tan sonra yetişen ikinci kuşaksa, İslâm'ı terkediyor…

Kaplan, alarm zillerinin çaldığını ve gençlerini kaybedenlerin geleceklerini kaybetmelerinin mukadder olduğunu belirtiyor. Hem fiîlî darbe hem de zihnî darbe için gerekli önlemleri âcilen almak gerektiğini, bunun için de günü kurtaracak çerçöp işlerle uğraşmak yerine geleceği kuracak uzun soluklu büyük işlere imza atmanın yollarını araştırmak gerektiğini vurguluyor.

Yusuf Kaplan'ın bu çarpıcı açıklamaları, Türkiye'nin geleceği hakkında ciddi endişeler taşıyan herkesi derinden etkileyecek nitelikte. Türkiye'nin bu tür tehditlere karşı daha bilinçli ve hazırlıklı olması, geleceğini güvence altına alması için hayati önem taşıyor.