
Yüksek Ses Tartışması: Müzik Kürtçe mi, Türkçe mi Olur?
Medyaradar analisti Atilla Akar, son dönemde artan yüksek sesle müzik dinleme olaylarını ele alarak, bu durumun ciddi bir toplumsal sorun haline geldiğini belirtti. Akar, Bayrampaşa'da yaşanan olay ve DEM Parti'nin tepkisi üzerinden konuyu derinlemesine analiz etti.
Gürültü Tartışması Nerelere Vardı?
Bayrampaşa'da bir ailenin yüksek sesle Kürtçe müzik dinlemesi üzerine çıkan tartışma, olayın sosyal medyada farklı şekillerde yayılmasıyla daha da büyüdü. Valilik açıklamasına göre, polislerin uyarılarına rağmen müziğin sesini yükselten ve polise saldıran kişiler gözaltına alındı. Bu durum, DEM Parti'nin "Kürtçeye karşı hazımsızlığa geçit vermeyeceğiz" kampanyasıyla etnik bir boyuta taşındı.
Akar, bu tür olayların genellikle farklı ideolojik veya etnik tartışmalara çekildiğini, asıl sorunun ise toplum içinde nasıl davranılması gerektiğini bilememek olduğunu vurguladı. Olayın mahiyetine göre laik-antilaik, sağ-sol, Türk-Kürt gibi ayrımlara gidilmesi, siyasi rant elde etme veya toplumsal saflaşmayı artırma amacını taşıyor olabilir.
Gürültü, Gürültüdür! Türkü, Kürdü Olmaz!
Akar, yüksek sesle müzik dinlemenin sadece Kürtçe müzikle sınırlı olmadığını, Kadıköy, Üsküdar, İzmir gibi farklı yerlerde de benzer olayların yaşandığını belirtti. Bu tür davranışların yaygınlaşması, toplumda rahatsızlık yaratırken, "Ne var, ne güzel eğleniyorlar işte" denilerek geçiştirilemez. Etnik kökenlerin arkasına sığınılarak gürültü ve edepsizlik mazur gösterilemez.
"İster Kürtçe, ister Türkçe, ister İtalyanca, Japonca, vb olsun konu bu değildir. Konu toplum içinde 'yüksek sesle müzik dinleme' dir ve yasalara göre – kim yaparsa yapsın- bir suçtur." diyen Akar, arabanın teybini bangır bangır açıp dolaşmanın topluma karşı saygısızlık ve görgüsüzlük olduğunu ifade etti.
Akar, bu tür olayların bir çatışma potansiyeli taşıdığını ve bilinçli olarak teşvik ediliyor olabileceğini de sözlerine ekledi. PKK veya DEM tarafından yönlendirilmekte ve kışkırtılıyor olabilirler mi sorusunu sorarak, bu tür davranışların bir kimliğin altını çizme amacı taşıyabileceğini belirtti.
Özgürlük Keyfe Bağlı Değildir!
Akar, asıl sorunun Türküyle Kürdüyle temel yaşam kıstaslarında, edep kurallarında, toplumsal davranışta anlaşmak olup olmadığını sorguladı. "Hem 'Bu toplumda beraber, kardeşçe yaşamak istiyorum' deyip hem de 'Kurallar beni bağlamasın, istediğimi yaparım' diyemezsin. Böyle bir özgürlük dünyanın hiçbir yerinde olamaz!" diyerek, kurallara uymanın önemini vurguladı.
Sonuç olarak, yüksek sesle müzik dinleme gibi olayların etnik veya kültürel farklılıklarla ilişkilendirilmemesi gerektiğini, asıl sorunun toplum içinde nasıl davranılması gerektiğini bilmemek olduğunu ifade etti. Herkesin efendice davrandığı sürece başımızın tacı olduğunu belirten Akar, bu tür olayların gelecekteki kültürel uyuşmazlıklara ve çatışmalara kapı aralayabileceği uyarısında bulundu.
Atilla Akar'ın bu analizi, toplumda giderek artan bu tür davranışların altında yatan nedenleri ve potansiyel sonuçlarını gözler önüne seriyor. Yüksek sesle müzik dinleme tartışması, aslında daha derin toplumsal sorunlara işaret ediyor ve bu sorunlara çözüm bulmak için ortak bir anlayışa ihtiyaç duyuluyor.