TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in ani vefatı, tüm Türkiye'yi derin bir üzüntüye boğdu. Sanatçı kimliği, siyasi duruşu ve halka yakınlığı ile tanınan Önder için düzenlenen veda töreninde, kızı Ceren Önder Kandemir'in babasına yazdığı mektup okundu. Kandemir'in sözleri, törene katılan herkesi gözyaşlarına boğdu.
Ceren Önder Kandemir'in Duygu Dolu Mektubu
Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) düzenlenen törende kürsüye çıkan Ceren Önder Kandemir, babasına yazdığı mektubu okurken duygusal anlar yaşadı. Mektubunda, babasının kaybıyla birlikte hayatının nasıl değiştiğini anlatan Kandemir, şu ifadeleri kullandı:
"Baba hayatın bütün rengi gitti, benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor. Ürkütücü bilinmezlikle dolu. Kendimi bildim bileli seni kaybetmek korktum. Bu benim tek zaafım karın ağrımdı. Bu adam bana sadece ölerek acı çektirir derdim. Evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, kalp kırmaktan daha çok korkman..."
Kandemir'in mektubundaki samimi ve içten ifadeler, Sırrı Süreyya Önder'in sevenlerinin yüreğine dokundu. Törene katılanlar, Kandemir'in sözleri karşısında gözyaşlarını tutamadı.
"Babalığına Doydum, Dostluğuna Doyamadım"
Ceren Önder Kandemir, mektubunda babasıyla olan özel ilişkisine de değindi. Babasının sadece bir baba değil, aynı zamanda en yakın dostu olduğunu belirten Kandemir, şu sözlerle duygularını ifade etti:
"Kalbim kırık, baba aşık oldum, uyku tutmadı, kedim öldü diye arardım. Babalığına çok doydum. Dostluğuna doyamadım. Kendinle ilgilenmediğine kızıyorum."
Bu sözler, Sırrı Süreyya Önder'in ailesine ne kadar düşkün olduğunu ve sevdikleri için her zaman fedakarlık yapmaya hazır olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Sırrı Süreyya Önder'in Mirası
Sırrı Süreyya Önder, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir sanatçı, yazar ve aktivist olarak da tanınıyordu. Hayatı boyunca barış, demokrasi ve insan hakları için mücadele eden Önder, Türkiye'nin önemli aydınlarından biriydi. Vefatıyla birlikte büyük bir boşluk bırakan Önder'in mirası, gelecek nesillere ilham kaynağı olmaya devam edecek. Özellikle Kürt sorununun çözümüne yönelik çalışmaları ve diyalog çağrıları, onu unutulmaz kılacak.