Medyaradar analisti Atilla Akar, Sırrı Süreyya Önder'in vefatının ardından yapılan abartılı övgülere dikkat çekerek, bu durumun eleştirilmesi gerektiğini savundu. Akar, "Hangi Sırrı Süreyya gerçek?" sorusunu sorarak, Önder'in farklı yönlerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Sırrı Süreyya'ya Yönelik Abartılı Yaklaşımlar
Akar, vefatının ardından Sırrı Süreyya Önder'e yönelik yapılan abartılı yaklaşımları eleştirerek, bu durumun bir tür kitlesel histeriye dönüştüğünü ifade etti. "Sırrı Süreyya'yı ne bu kadar göklere çıkarmanın ne de yere batırmanın alemi yok bence!" diyen Akar, bu tür abartılı tavırların kusma duygusu uyandırdığını belirtti. Siyaset, medya ve sosyal medyada yapılan abartılı tanımların anlaşılmaz olduğunu savundu.
Akar, Sırrı Süreyya Önder'in etnik kimlikçilik üzerinden siyaset yaptığını, PKK'nın siyasi uzantısı olduğu bilinen bir partinin milletvekili olduğunu hatırlattı. Önder'in bazılarına oranla daha yumuşak görünse de, sonuçta partisinin politikaları doğrultusunda hareket ettiğini ve buna bir itirazının olmadığını vurguladı. Ayrıca, Önder'in geçmişte mevcut cumhuriyete ve üniter devlete pek sıcak bakmadığını da hatırlattı.
Eleştirinin Amacı ve Kapsamı
Akar, eleştirisinin amacının Sırrı Süreyya Önder'e düşmanlık olmadığını, aksine bu süreçte ortaya çıkan kitlesel histeriye karşı çıkmak olduğunu belirtti. "Ben daha ziyade Sırrı Süreyya'dan hareketle artık marazi bir hal alan tavrı eleştirmek demek daha doğru olur" diyen Akar, herkesin aynı şeyleri onaylamak veya pohpohlamak zorunda olmadığını savundu.
Akar, Türkiye'de bazı hassasiyetlerin ve kanayan yaraların olduğunu, Sırrı Süreyya Önder'in de bu tartışmaların bir tarafı olduğunu hatırlattı. Bu nedenle, Önder'in farklı bir şekilde tanıtılamayacağını ve vefatının bir "açılım"a basamak yapılamayacağını vurguladı.
Atilla Akar, Sırrı Süreyya Önder'in vefatı sonrası ortaya çıkan abartılı methiyelerin, gerçekleri göz ardı etme ve farklı düşüncelere tahammülsüzlük yaratma potansiyeli taşıdığını savundu. Bu nedenle, eleştirel bir yaklaşımın önemini vurgulayarak, her şeyin yerli yerine oturtulması gerektiğini belirtti.
Sonuç
Atilla Akar'ın Sırrı Süreyya Önder'e yönelik eleştirileri, vefat sonrası oluşan tek taraflı ve abartılı övgü atmosferine bir itiraz niteliği taşıyor. Akar, Önder'in farklı yönlerinin ve geçmişteki politik duruşunun göz ardı edilmemesi gerektiğini savunarak, daha dengeli ve eleştirel bir bakış açısının önemini vurguluyor. Bu eleştiriler, Türkiye'deki hassasiyetlerin ve farklı düşüncelere saygının korunması gerektiği yönünde bir uyarı olarak da değerlendirilebilir.