İstanbul Üniversitesi'nde yaşanan akademik boykot olayında, derslere girmeyen öğrencilerin ailelerinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından telefonla arandığı iddiası gündeme bomba gibi düştü. Ailelere, öğrencilerin boykota katıldıkları belirtilerek, "Derslere katılım sağlamadıklarının farkındayız. Çocuğunuz dikkatli olsun, yaptırımlarla karşılaşabilir" denildiği öne sürüldü. Bu durum, öğrenciler ve aileleri arasında büyük bir tedirginlik yaratırken, konuyla ilgili çeşitli tartışmaları da beraberinde getirdi.
Öğrenci İddiaları ve Aile Beyanları
BirGün'de yer alan habere göre, Antropoloji Bölümü öğrencilerinden biri, annesine yapılan aramada "Oğlunuz boykot yaptığı gerekçesiyle radarımıza girdi. Kapıları zorla kapatıp insanları derse almıyorlarmış" ifadelerinin kullanıldığını aktardı. Öğrenci, sadece derslere katılmama hakkını kullandığını ve herhangi bir zorlayıcı davranışta bulunmadığını savundu. Benzer şekilde, birçok öğrenci ailesinin emniyet tarafından arandığını ve uyarıldığını belirtti.
Bir başka öğrenci ise ailesinin cuma günü arandığını ve annesine "Kızınız derslerine katılmıyor. Onu uyarın, dikkatli olsun" denildiğini söyledi. Bir öğrencinin babası da aramayı doğrulayarak, "Süregelen protestolardan ötürü derslere girmelerini engelleyen gruplar olabilir. Bu kışkırtmalara aldırış etmesin, tedbirli davransın" ifadelerinin kullanıldığını aktardı. Bu beyanlar, öğrencilerin ve ailelerinin yaşadığı baskıyı gözler önüne seriyor.
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu İhlali Mi?
Öğrenciler, boykota destek verenlerin isimlerinin bölüm iletişim gruplarından sızdırılmış olabileceğini ve bunun Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na aykırı olduğunu öne sürüyor. Bu iddia, öğrencilerin özel hayatlarının ihlal edildiği ve fişleme yapıldığı yönündeki endişelerini artırıyor. Konuyla ilgili hukuki süreçlerin başlatılması ve sorumluların tespit edilmesi bekleniyor.
Olayın Muhtemel Etkileri ve Sonuç
İstanbul Üniversitesi'nde yaşanan bu olay, öğrenci hareketleri ve ifade özgürlüğü konularında yeni bir tartışma zemini oluşturdu. Öğrencilerin boykot hakkını kullanmasının engellenmeye çalışılması, akademik özgürlüğe ve demokratik değerlere aykırı bir durum olarak değerlendiriliyor. Olayın, üniversite yönetimi ve emniyet yetkilileri tarafından soruşturulması ve gerekli açıklamaların yapılması bekleniyor.
Yaşanan bu gelişmeler ışığında, öğrencilerin haklarının korunması ve ifade özgürlüğünün güvence altına alınması büyük önem taşıyor. Üniversitelerin, öğrencilerin düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, eleştirel bir ortam sunması gerekiyor. Aksi takdirde, bu tür olaylar öğrenci hareketlerini olumsuz etkileyebilir ve üniversitelerin itibarını zedeleyebilir.