CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gazeteci Fatih Altaylı'nın Doğuş Grubu'nun boykot listesinde olmasına yönelik yorumlarına sert bir şekilde karşılık verdi. Şişli'de düzenlenen mitingde konuşan Özel, isim vermeden Altaylı'yı eleştirerek, "Parayı bizden kazanıp saraya yanlayan, batmazsan hatırım kalır!" ifadelerini kullandı.
Özgür Özel'den Sert Eleştiri
Fatih Altaylı, YouTube kanalında yaptığı yayında Doğuş Grubu'nun AK Parti döneminden önce de var olduğunu ve baskı altında olduğunu belirtmişti. Altaylı, iş adamlarının korku içinde olduğunu ve yeni grupların eskilerin üzerine çöktüğünü iddia etmişti. Çiğdem Simavi örneğini veren Altaylı, ünlü isimlerin bile korkudan bazı yerlerde poz vermek zorunda kaldığını söylemişti.
Özgür Özel ise bu değerlendirmelere Şişli mitinginde yanıt verdi. "Birileri çıkmış 'Doğuş Grubu aslında size uzak değil, ne yapsınlar baskı altındalar, korkuyorlar, batabilirler' diyor" şeklinde konuşan Özel, Doğuş Grubu'nun Atatürk'ün kurduğu ülkede büyüdüğünü ve bu ülkenin imkanlarıyla para kazandığını vurguladı. Özel, grubun mitingleri görmezden geldiğini ve kurultay yayınlamadığını belirterek, "Olmaz olsun senin gibi Atatürkçü. Batmazsan hatırım kalır" dedi.
Özel'in konuşmasında dikkat çeken diğer noktalar şunlardı:
- Doğuş Grubu'nun baskı altında olduğu iddiasına karşı çıktı.
- Grubun Atatürk'ün kurduğu ülkede büyüdüğünü ve imkanlarından faydalandığını hatırlattı.
- Mitingleri görmezden gelmelerini ve kurultayı yayınlamamalarını eleştirdi.
- Grubun "parayı bizden kazanıp saraya yanladığını" ifade etti.
Medya ve Siyasi Baskılar Tartışması
Özgür Özel'in Fatih Altaylı'ya yönelik bu sert eleştirisi, Türkiye'de medya ve siyasi baskılar konusunu yeniden gündeme getirdi. Birçok kişi, medya kuruluşlarının iktidar baskısı altında olduğunu ve bu nedenle eleştirel yayın yapmaktan çekindiğini düşünüyor. Bu durumun, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini engellediği ve demokrasinin işleyişini zedelediği savunuluyor.
Öte yandan, bazı kesimler ise medya kuruluşlarının bağımsız olduğunu ve eleştirel yayın yapma özgürlüğüne sahip olduğunu savunuyor. Bu kesimler, medya kuruluşlarının kendi çıkarlarını korumak için iktidara yakın durmayı tercih edebileceğini, ancak bunun siyasi baskı anlamına gelmediğini iddia ediyor.
Türkiye'de medya ve siyasi baskılar konusu, uzun yıllardır tartışılan ve çözüme kavuşturulması gereken önemli bir sorun olarak varlığını sürdürüyor. Bu konuda farklı görüşler ve iddialar bulunsa da, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve demokrasinin sağlıklı işleyişi için medyanın bağımsızlığı ve eleştirel yayın yapma özgürlüğünün korunması gerektiği genel kabul görüyor.
Özgür Özel'in bu çıkışı, medyanın bağımsızlığı ve iktidar ile olan ilişkisi hakkındaki tartışmaları alevlendirirken, siyaset ve iş dünyası arasındaki dengeler üzerine de önemli bir sorgulama başlatmış oldu. Türkiye'nin geleceği açısından bu türden tartışmaların şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi büyük önem taşıyor.