Gazeteci İsmail Saymaz'ın aldığı 8 milyon TL transfer ücreti, medya sektöründeki ücret adaletsizliği tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Cem Küçük'ün açıklamasıyla kamuoyunun gündemine gelen bu durum, sektördeki gelir dağılımı uçurumunu gözler önüne serdi.
Ücret Uçurumu: Sorunun Kaynağı
Fatih Altaylı'nın "Ne var bunda? Vergisi ödenmişse sorun yok!" şeklindeki açıklaması, olayın mali boyutunu aydınlatıyor olsa da, asıl sorun medya sektöründeki ücret uçurumunda yatıyor. Ünlü isimlere milyonlarca lira ödenirken, muhabir, editör ve kameraman gibi emekçilere yapılan zamların cüzi miktarlarda kalması, büyük bir adaletsizliğe işaret ediyor.
Eğer Fatih Altaylı, Fatih Portakal, İsmail Saymaz, İsmail Küçükkaya, Yılmaz Özdil gibi isimlere milyonlarca lira verebilen medya patronları; iş muhabire, editöre, kameramana zam yapmaya gelince üç-beş bin liralık artışlarla yetiniyorsa işte sorun orada başlıyor…
Dayanışma Eksikliği ve Empati
Bu durum, aynı zamanda dayanışma eksikliğini de ortaya koyuyor. İsmail Saymaz örneğinde olduğu gibi, yüksek transfer ücreti alan bir gazetecinin, programını hazırlayan ekibin aldığı ücretleri sorgulamaması veya bu konuda bir farkındalık yaratmaması, sektördeki dayanışma ruhunun zayıfladığını gösteriyor. Stüdyodaki kameramanın, editörün, muhabirin aldığı ücreti bilmemesi ya da bilse bile umursamaması, kabul edilemez bir durum.
Diyelim ki İsmail Saymaz'sın… Halk TV’ye transfer oldun! Patrondan da 8 milyon lira transfer parası aldın… Stüdyoda senin programını çeken kameraman, programını yöneten ekip, sana asistanlık yapan editörler, programa bağlanıp kar, savaş, eylem demeden sana bilgi aktaran muhabir, aldığın parayı bilmeyecek mi? De ki; bilmediler. Sen onların aldığı parayı nasıl içine sindireceksin peki? Sen milyonları götürürken, senin için çalışan o ekibin kaç kuruşa çalıştığını hiç mi sorgulamayacaksın? Ayın ortasında biten maaşları yüzünden düşen suratlarını görmezden mi geleceksin? Okula giden çocuğunun beslenme çantasına doğru dürüst bir şeyler koyamayan anneden, kusursuz asistanlık hizmeti mi bekleyeceksin?
Çözüm Önerileri ve Beklentiler
Peki, bu adaletsizliğin önüne nasıl geçilebilir? İşte bazı çözüm önerileri:
- Ünlü isimler, transfer ücreti pazarlığı yaparken ekip arkadaşlarının da haklarını gözetmeli.
- Medya patronları, ücret dağılımında daha adil bir yaklaşım sergilemeli.
- Sektör çalışanları arasında dayanışma ve farkındalık artırılmalı.
Fatih Altaylı elbette İsmail Saymaz’ı savunacak… “Ne var bunda?” diyecek… MASAK falan da hikaye, bir şey çıkmaz oralardan… Ama… Masraf olmasın diye şirketteki öğünleri simitle geçiren ekibinize sorun bir de Fatih Bey, “Ne var bunda?” diye… Eminim size anlatırlar ne olduğunu… Hani; her fırsatta kameraların karşısında bağırıyorsunuz ya “Hak, hukuk, adalet” diye… İçlerinden biri belki çıkıp cesaret eder de gözlerinizin içine bakarak sorar: Hak hep size mi? Hukuk hep size mi? Adalet hep size mi?
Sonuç olarak, İsmail Saymaz'ın transfer ücreti üzerinden başlayan bu tartışma, medya sektöründeki ücret adaletsizliğinin derinliğini ve aciliyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu sorunun çözümü için tüm paydaşların sorumluluk alması ve adil bir ücret politikası oluşturulması gerekiyor. Aksi takdirde, sektördeki uçurum giderek derinleşecek ve dayanışma ruhu tamamen kaybolacaktır.