FETÖ'cü Yargıtay Üyelerine Şok Hapis Cezası! Balyoz İntikamı mı?

Yüce Divan'da görülen davada, FETÖ talimatıyla Balyoz davasını onadıkları gerekçesiyle yargılanan eski Yargıtay üyeleri Ahmet Toker, Abdurrahman Kavun ve Hamza Yaman hakkında karar çıktı. Sanıklar, "zincirleme şekilde görevi kötüye kullanma" suçundan 1 yıl 10 ay 15'er gün hapis cezasına çarptırıldı.

Davanın Detayları ve Sanıkların Savunmaları

Anayasa Mahkemesi (AYM) Yüce Divan Salonu'nda görülen davada, tutuklu sanık Ahmet Toker cezaevinden video konferans yöntemiyle katılırken, diğer sanıklar Ekrem Ertuğrul, Abdurrahman Kavun ve Hamza Yaman duruşma salonunda hazır bulundu. Firari sanık Fikriye Şentürk hakkındaki yakalama kararının ise henüz infaz edilemediği belirtildi.

Duruşmada müşteki olarak dinlenen emekli Tümgeneral Bekir Memiş, Balyoz davası kapsamında 3 yılı aşkın süre tutuklu kaldığını ve Yargıtay tarafından hakkındaki mahkumiyet hükmünün hukuksuz bir şekilde onandığını ifade etti. Memiş, sahte delillerle ve sanıkların örgüt talimatıyla hareket etmesi nedeniyle mağduriyet yaşadığını belirterek sanıklardan şikayetçi oldu.

Esasa ilişkin savunma yapan sanıklar ise üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraat talebinde bulundu.

Balyoz Davası ve FETÖ İlişkisi

Balyoz davası, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) görevli bazı subayların hükümeti devirmek amacıyla darbe planı hazırladığı iddiasıyla açılmıştı. Ancak daha sonra davada sahte deliller kullanıldığı ve sanıkların FETÖ'nün kumpasıyla mağdur edildiği ortaya çıkmıştı. Bu dava, FETÖ'nün yargı üzerindeki etkisinin en önemli örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.

FETÖ'nün yargı içerisindeki yapılanması, özellikle 17-25 Aralık soruşturmaları sonrasında daha net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu soruşturmalar, örgütün emniyet ve yargıdaki gücünü kullanarak siyasi operasyonlar yaptığına dair önemli deliller sunmuştur. Balyoz davası da bu operasyonlardan biri olarak değerlendirilmektedir.

Kararın Sonuçları ve Etkileri

FETÖ'cü Yargıtay üyelerine verilen hapis cezası, adaletin yerini bulması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu karar, FETÖ ile mücadelede kararlılığın bir göstergesi olarak kabul edilirken, örgütün yargıdaki etkisinin tamamen temizlenmesi için daha çok çaba gösterilmesi gerektiği de vurgulanıyor.

Bu karar, geçmişte FETÖ'nün kumpaslarına maruz kalan mağdurlar için bir nebze olsun teselli kaynağı olabilir. Ancak, adaletin tam olarak sağlanabilmesi için tüm sorumluların yargı önünde hesap vermesi ve mağduriyetlerin giderilmesi büyük önem taşıyor.