23 Nisan 2025 Çarşamba

Celal Adan'dan Sırrı Süreyya'ya Şaşırtan Övgü! Koğuş Arkadaşlığı...

TBMM Başkanvekili ve MHP Milletvekili Celal Adan, Meclis birleşimini hastanede tedavi gören DEM Partili Sırrı Süreyya Önder’e geçmiş olsun dileğiyle açtı. Adan'ın Önder hakkındaki sözleri ise siyaset kulislerinde büyük yankı uyandırdı.

Celal Adan'dan Sürpriz Sözler

MHP'li Celal Adan, TBMM oturumunu kalp krizi geçiren Sırrı Süreyya Önder’e geçmiş olsun dilekleriyle açtı. Ancak Adan’ın konuşması, sadece bir nezaket gösterisi olmanın ötesine geçti. İkili arasındaki geçmişe dair bir anıyı paylaşan Adan, dinleyenleri şaşırttı.

Adan, 12 Eylül askeri darbesinde Önder ile aynı koğuşta kaldıklarını belirterek, "Tımarhane dediğim yerde bile Sırrı Süreyya Önder hoşgörü sahibiydi, uzlaşmacıydı" ifadelerini kullandı. Bu sözler, Meclis sıralarında şaşkınlık ve merak uyandırdı.

"Tımarhanede Bile Hoşgörülüydü"

Celal Adan, Meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Değerli milletvekilleri, 12 Eylül askeri darbesinin hemen akabinde, o günkü yönetimin oluşturduğu Mamak Askeri Cezaevi adeta bir tımarhaneydi. Sırrı Süreyya Önder'le de ikinci koğuşta beraber olduk. O zamanki yönetim "karıştır, barıştır" diye bir şey uyguluyordu. Tabii ki fikirlerimiz ayrıydı ancak tımarhane dediğim yerde bile Sırrı Süreyya Önder hoşgörü sahibiydi, uzlaşmacıydı.

Adan, sözlerinin devamında Önder'in son dönemde terörsüz bir Türkiye için gösterdiği çabalara da dikkat çekerek, "Son dönemde özellikle terörsüz Türkiye'ye adeta hayatını koyarcasına sahip çıktığına şahidiz" dedi.

Siyasi Arenada Yankı Uyandıran Anı

Celal Adan'ın Sırrı Süreyya Önder hakkındaki bu sözleri, siyasi arenada farklı yorumlara neden oldu. İki farklı siyasi görüşe sahip ismin geçmişte yaşadığı bu ortak deneyim, Meclis'te kısa süreli bir şaşkınlık havası yarattı.

Bu beklenmedik anı, siyasetin sert ve ayrıştırıcı dilinin aksine, geçmişte yaşanan zorlu koşulların insanları nasıl bir araya getirebileceğine dair bir örnek teşkil etti. Adan'ın samimi ifadeleri, Önder'e duyduğu saygıyı ve takdiri gözler önüne serdi. Bu olay, siyasi rekabetin ötesinde insani değerlerin önemini bir kez daha hatırlattı.

İlgili Haberler